Yıldız İşletme Kulübü Profil Dergisi 2015 | Seite 84
Profil 2015
Araştırma
-
Rosetta Tasi
Napolyon, 1798 yılında Mısır’a bir sefer düzenledi. Bu seferin askeri ya da ekonomik sonuçlarından çok tarihi açıdan
getirdiği bir milat olmuştur ki bu milat, insanlık tarihinin
en büyük medeniyetlerinden birinin büyük ölçüde anlaşılmasını ve geçmişine ışık tutulmasını sağlayacaktı.
Rosetta Taşı, tesadüfen bir Fransız askeri tarafından Mısır
Seferi sırasında bulundu ve bulunduğu bölge olan Rosetta’nın adını aldı. Rosetta Taşı keşfedilmeden önce arkeologlar, hiyerogliflerin tufan öncesinden kalma zamanlarını
gösteren simgeler olduğunu düşünüyorlardı. Araştırmalar
sonucunda MÖ 196 yılında yazıldığı düşünülen Rosetta
Taşı’nın ağırlığı 760 kilogramdır ve granit ya da siyah bazalttan yapıldığı düşünülmektedir. Rosetta Taşı’nın üzerinde üç farklı dil ile yazılan yazılar bulunuyordu. Bu diller
Demotik (Mısır’da halkın kullandığı dil), Antik Yunanca
ve Hiyeroglif idi. O zamana kadar çözülemeyen Hiyeroglif
ve Demotik dillerinin yanı sıra bilinen Antik Yunanca’nın
da taşın üzerinde olması, araştırmacıların özellikle inceledikleri bir konu olmuştur. Hiyeroglif yazısını çözen kişi ise
Fransız eski Yunan ve Latin edebiyatı âlimi, filolog, doğu
bilimci –ve sonradan mısırbilimci- Jean-François Champollion idi.
84
Champollion, küçüklüğünden beri dilbilimine olan ilgisinin peşinden koşuyordu. Henüz sadece 16 yaşındayken
yaklaşık 12 dili konuşabilen Champollion, 20 yaşına geldiğinde Koptik diline ilgi duymaya başladı ve bu özelliği, Rosetta Taşı’nın deşifresi için yapılan çalışmaya dahil olmasını
sağladı. Hiyeroglifleri, öğrendiği Koptik dili ile bağdaştıran
Champollion, büyük dilbilimcilerin ve araştırmacıların konuk olduğu ilk sunumunda olumsuz eleştiri aldığı kadar
olumlu eleştiri de alarak resmen Hiyeroglif yazıs ını 1824’te
çözmüş oldu. Rosetta Taşı şu an evinden çok uzakta, British
Museum’da sergilenmektedir.