Hayatımız tuhaflıklar üzerine kurulu aslında. Önemli olan farkında olabilmek. Peki farkında olanlar neler yaşıyor hayatlarında? Bunu görebilmek için; Kafka’ ya kulak vermeliyiz. Kafka, gerek yaşadığı dönemde gerekse günümüzde“ farklı bir yazar” olarak anılmıştır ve anılmaktadır. Bu adlandırmayı ona verenleri iki gruba ayırmak gerek; onu anlayarak, aynı hissedişi yaşayarak ona bu sıfatı verenler ve salt farklı bir tarzda yazdığından dolayı onu bu sıfatla onurlandıranlar. Kafka asla bu adla onurlanabilmek için yazmamıştır oysa. O, salt hissedişlerinden dolayı yazmıştır, kendini anlatmıştır. Kafka’ nın incelemeye başlayacağım öyküsünün orijinal ismi“ Die Werwandlung”. Kelimenin Türkçe karşılığı ise dönüşümdür. Günümüze kadar öykü, birçok kez dilimize çevrilmiş( diğer çeviriler Vedat Günyol, Arif Gelen, Kamuran Şipal, Ahmet Cemal, Melek Nergiz ve Mehmet harmancı tarafından yapılmıştır) fakat Ahmet Cemal hariç diğer çevirmenlerin tümü kitaba“ Değişim” adını vermişlerdir. Halbuki değişim sözcüğünün Almanca karşılığı“ Die Weraenderung” dur. Ve düşünüldüğünde değişim sözcüğü ile dönüşüm arasında farklılıklar bulmamız kaçınılmazdır. Dönüşüm, Kafka’ nın yazdığı en uzun öyküsüdür. Öykü ilk kez 1915 yılında bir aylık dergide yayımlanmıştır. Günümüzde hala en çok okunanlar arasında yer alan Dönüşüm farklı farklı yayınevleri tarafından birçok kez basılmıştır. Bende bulunan baskısı İlya Yayınevi’ ne ve 2003 yılına ait baskısı. Hikayenin bendeki çevirisini Gülperi Sert yapmıştır. Bundan başka hikayenin birde Kamuran Şipal’ ın yaptığı çevirisini okudum ve gerçekten çeviriden çeviriye belirgin bir fark gördüğümü söyleyebilirim. Gülperi Sert’ in çevirisi daha kısa cümlelerden ve dolayısıyla kelimelerin iyi seçilmesinden dolayı daha rahat anlaşılır.( Ve uzun cümleler beni tedirgin ediyor, bana eskiyi hatırlatıyor, geri dönmek istemediğim zamanlara) Dönüşüm, Kafka’ nın“ Amerika” adlı romanı üzerine çalışırken ilerleme kat edemediği için sıkıldığı ve sıkıntıdan yataktan kalkamadığı bir anda, biraz ara vermek ve kendine gelebilmek için yazdığı öyküsüdür. Kafka’ nın öyküyü okuduktan sonraki düşünceleri iğrenç olduğuna dairdi( 23 Ekim 1914). Ve Kafka’ nın güncesinden alınan bir not ise yazarın öykünün sonu için“ Okunmaz bir son. Neredeyse baştan aşağı kusurlu.” dediğidir. Hikaye, Samsa’ nın bir sabah uyanınca kendini bir böcek olarak bulmasıyla başlar. Eleştirmenler bu konuda ayrılmıştır: bir grup Gregor’ un sıkıntılı bir düşten uyanıp yarı uykulu bir haldeyken kendini bir böcek olarak düşündüğünü iddia eder böyle düşünülmesinin tek nedeni bizim gerçeklik kavramımıza uydurulabilmeye çalışılmasından kaynaklanır. Psikolojik yorumlar ise dönüşümün kahramanın bilincinde gerçekleştiğini ve bu nedenle de Kafka’ nın böceğin resminin kitabın kapağına konmasına karşı çıktığını savunur. Getirilen bir başka yorumu ise göz ardı etmemek gerekir.“ Yabancı bir ortamda uykuya dalmışken, uyandığımızda bir an şaşalamamız, Birden bir gerçek dışılık duygusuna kapılmamız doğaldır ve öyküyle bağlantılı olarak Samsa’ nın bir pazarlamacı oluşu bu durumun ortaya çıkmasına neden olmuş olabilir, bu koşullar içinde bu imkansız değildir. Aslına bakılırsa bir böcek olarak uyanmak Napoléon ya da George Washington olarak uyanmaktan pek farklı değildir.” Edebiyat bilimcilerine göre ise Kafka,( önümüze sürekli konulduğu gibi) Bir dönüşüm anlatmış ve sonuçlarını da büyük bir titizlikle işlemiştir.
14