yargıcı geçirir aklından: ‘Neredeydi o bir
türlü yanına yaklaşamadığı yargıç?’ Franz
da yaşamı boyunca babasının yanına
yaklaşamamıştır. ‘Dönüşüm’ de romanın
kahramanı Gregor Samsa ise üç durumla hesaplaşır: Baba otoritesiyle, duygusal
yaşamın yok olmasıyla ve ekonomik sömürüyle. ‘Dönüşüm’de babasının işlerinin bozulmasıyla (Kafka’nın babasının
yaşamı boyunca işlerini ailesinin önüne
koyduğunu ve çalışanlarını ezdiğini göz
önünde bulundurursak bu iflas, Kafka’nın
önemli bir fantezisi olarak değerlendirilebilir) yıkılan ailenin tek umudu çalışmakta
olan Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında dev bir böcek olmasıyla başlayan
aile içindeki sorunlara ve aile bireyleri
önündeki aşağılanma ve tiksinti duyguları
arasında ortaya çıkan bir varoluş sorununa değinilir. Gregor’un ulaştığı nihai özgürlük aile fertleri tarafından bir süpürge
ve bir faraş yardımıyla atılmak olur, tıpkı
Dava’da Josef K.’nın öldürülerek kurtuluşa kavuşması gibi. Ölüm Kafka’nın en
önemli sığınağı olarak, yaşam kafesinden
kurtulmasının gereğidir.
Kafka: ‘Av köpekleri henüz avluda oynuyorlar; ama avları daha şimdiden ormanın
içinde ne kadar hızlı koşarlarsa koşsunlar,
ellerinden kaçamayacaklar.” Bu özdeyişiyle insanoğlunun bir av olarak kaçınılmaz kaderine dikkat çeker. Aynı zamanda
kendisinin zayıflığına ve ruhsal bakımdan
güçsüzlüğüne de işaret eder. Kafka zayıflığı hakkında şunları yazar:
“Bildiğim kadarıyla, yaşam için gerekli
koşulların hiçbirini beraberimde getirmiş
değildim, yalnızca insana özgü genel zayıflığın taşıyıcısıydım. Bu zayıflık saye