Tarihî İnceleme
6
daha doğru olacağını savunmuştur [10]. 1961 Seçimlerinde bu sistem uygulanmıştır. 450 milletvekilliğinin bulunduğu Millet Meclisi’ne CHP %36,7 oy oranıyla 173 milletvekili, Adalet Partisi (AP) %34,8 oy oranıyla 156 milletvekili, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) %14 oy oranıyla 54 milletvekili, Yeni Türkiye Partisi (YTP) %13,7 oy oranıyla 64 milletvekili ile girmiştir [11].
1965 Seçimlerine yaklaşıldıkça DP’nin devamı olarak görülen AP’nin gittikçe güçlendiği yönündeki kanaat, o dönem iktidar olan İsmet İnönü Başbakanlığındaki koalisyon hükümetini seçim sistemini tadil etmeye yöneltmiş ve bunun neticesinde Seçim Kanunu değişikliği yasa tasarısı 7 Ocak 1965’te TBMM’ye sunulmuştur [12]. Kanun tasarısı Millet Meclisi’nde 20 Ocak 1965’te gündeme alınmıştır. CHP Grubu adına konuşan Sadrettin Çanga, oyların genel olarak CHP ve AP’de toplandığını, bununla birlikte diğer partilerin de milletten küçümsenmeyecek bir teveccüh gördüğünü söylemiş; memleketin iki siyasi kutba ayrılmasının geçmişte zararlarının görüldüğü, bunun engellenmesi için denge sağlayabilecek siyasi yapılara da yaşama hakkının tanınması gerektiğini savunmuştur [13]. AP, bu yasa tasarısı için özel bir toplantı düzenlemiş ve yeni seçim kanununun çıkmasını engellemek için Mecliste engelleme yapılması kararlaştırılmıştır [14]. Mecliste AP Grubu adına konuşan Talat Asal ise bu yasanın doğrudan partisini hedef aldığını ve CHP’nin bunda başarılı olamayacağını söylemiştir. CKMP temsilcisi AP’lilere hitaben “Bizim oylarımız üzerinde taht kurmayınız” demiş, Millet Partisi (MP) temsilcisi de iki kuvvet arasında üçüncü ve dördüncü siyasi partilere de ihtiyaç olduğunu söylemiştir [15]. Sonuç olarak kanun tasarısı, AP’nin muhalefetine karşın CHP, CKMP ve MP’nin de desteğiyle 131’e karşı 226 oyla kabul edilmiştir [16]. 13 Şubat 1965 tarihli ve 533 sayılı kanunda Milli Bakiye Sistemi şu şekilde düzenlenmiştir:
“Madde 32 — Siyasi partilerin ve bağımsız adayların elde ettikleri milletvekilliği sayısı aşağıdaki şekilde hesaplanır :
Her seçim çevresindeki muteber oyların toplamı, o seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına bölünür; bu suretle bulunan sayıya «seçim sayısı» denir. Her parti listesinin aldığı muteber oy toplamında «Seçim sayısı» ne kadar var ise, o parti o seçim çevresinde o kadar milletvekilliği kazanmış olur. O seçim çevresinde tek başlarına seçime girmiş olup da en az «Seçim sayısı»na eşit sayıda muteber oy alan bağımsız adaylar seçilmiş olurlar.
Yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanması sonucunda her partiye ait geriye kalan muteber oyların, seçimin yapıldığı bütün seçim çevrelerini içine alan «Millî seçim çevresi» içerisinde toplamı yapılır. Bu toplam yukarıdaki fıkranın uygulanması sonucunda bölüşülemeyerek açık kalan milletvekilliklerinin toplamını teşkil eden sayı ile bölünmek suretiyle «Millî seçim sayısı» bulunur. Daha sonra her partinin millî seçim çevresi içinde sahip olduğu muteber oy pusulası sayısı «Millî seçim sayısı» ile bölünmek suretiyle bu milletvekillikleri de partiler arasında bölüştürülür. Bu işlem sonucunda da doldurulamamış milletvekillikleri kalırsa, bunlar, bakiye muteber oylarının büyüklük sırasına göre partiler arasında bölüştürülür. Son milletvekilliğinin bölüştürülmesinde değişik partilerin «Bakiye muteber oy sayıları» birbirine