Tarihî İnceleme - Özel Dosya
10
Adakale
Onur Aybek
dakale bu ismini alana dek Yeni Orsova veya Orsova Adası olarak biliniyordu. Habsburglular* ise
adayı Insula Carolina veya Karlfried olarak adlandırmışlardır. Zaman zaman Romence’deki özgün adının karşılığı olan Ada-i Kebir ya da Ada Kalesi ifadeleri kullanılsa da ada genellikle Ada Kale (Ada Kala) şeklinde yazılmıştır.[1]
Yaklaşık olarak 800m uzunluğunda ve 200m genişliğinde olan ve Demirkapı’nın** anahtarı diye nitelendirilen bu adanın yukarısında Orsova kenti bulunmaktadır.[2]
1521’e kadar Türkler, Avusturyalılar, Macarlar ve Sırplar arasında sık sık el değiştiren adada, Orsova’nın ve Feth-i İslam kalelerinin fethiyle Osmanlılar kesin hâkimiyet kurmuştur.[3] Daha önceleri korsan yatağı olduğu bilinen Adakale o yıllarda çok fazla önemsenmemekteydi. 17 yy.’ın sonlarında ise ada yine belli dönemlerde Avusturya egemenliğine girmiştir. 1699’da Karlofça Antlaşması’yla Orsova ve Adakale Osmanlı’da kalmıştır. İlerleyen yıllarda Osmanlılar Adakale kalesini bütün Demirkapı savunma sisteminin merkezi hâline getirmişlerdir. Çerkes Mehmet Paşa tarafından 1716 yılında müstahkem hâle getirilen adanın kalesi de bu dönemde yeniden inşa edilmiştir.[4]
1830’da Sırbistan’a muhtariyet verilmesi ve bu bölgedeki Türk garnizonlarının çekilmesiyle adanın Türk topraklarıyla bağının ortadan kalkmasına karşın, Adakale fiilen Osmanlı egemenliğinde kalmıştır. Daha sonra Yeşilköy Antlaşması’nda Osmanlı tarafından boşaltılması öngörülen adanın kime bırakılacağı belirtilmediği için Osmanlı Devleti bu hükmü yerine getirmemiştir.1878’de Berlin Kongresi’nde ada ile ilgili herhangi bir hükme varılmamasına dayanan Osmanlı Devleti de buraya bir bucak müdürü ve kadı atayarak adadaki egemenliğini sürdürmüştür.[6] Ancak Berlin Antlaşması’nın hemen öncesinde 93 Harbinde*** adaya Avusturya birliklerinin çıkmış olmaları, iki devletin anlaşmasıyla adayı müşterek bir denetim altına sokmuştur. Adakale halkı kendilerine daha önceleri Osmanlılar tarafından tanınmış olan birtakım haklara sahip olmayı sürdürse de ada Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun koruması altına girmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin adada müdür, imam, müezzin, muallim gibi görevlileri bulunmaktaydı. Ayrıca üniformaları ve maaşları İstanbul’dan gönderilen zaptiyeler de bölgeye atanmıştır. Bunun yanında Adakaleliler çeşitli vergi muafiyetlerine sahip olmayı sürdürmüştür ve 1908’de ikinci seçmenlerini İstanbul’a göndererek mebus seçimine de fiilen katılmışlardır.[7]
A
Henüz 8 yaşında Latince şiir denemeleri yazan Grotius, 24 yaşına geldiğinde ise başsavcılığa getirildi.