TUEMsanat Basım Yayım Dilan Özdemir - Nem | Page 48

NEM “Kahraman?” “Efendim?” “Ben gidiyorum.” “Nereye Edip?” “Bilmem ki. Sıkıldım buralardan işte. Gitmek istiyorum.” “Ölmek mi gerek Edip? Başka şehre… Ankara’ya gitseydin mesela!” “Bazen olmuyor kahraman. Ne kadar gidersen git, yine de bu dünyanın içinde olduğunu bilmek kalbini sıkıştırıyor. Ah diyorsun, keşke olmasam!” “Ben hiç ah demedim Edip. Ben yalnız… Sahi ben ne dedim Edip” “Sen hiç konuşmadın ki kahraman. Hayatın boyunca adamakıl- lı kaç kelime ettin?” “Hiç. Hiç kelime etmedim Edip. Edip ben hiç konuşmadım. Hiç kelime etmedim. Sen ‘canefşan’dın mesela. Bir kelime etmiş- tin bu dünyada. Ben hiç kelime olmadım.” “Bırak şimdi bunları. Sen benimle gelmek ister misin?” “Hayır Edip. Babam da böyle demişti bana. Ben onunla da gitmemiştim.” “Korkuyor muydun?” “Korkmuyordum. Yalnız babam çok öksürürdü. Öksürürken tüm bedeni sarsılırdı. Sonra koyu bir tükürük çıkarırdı ağzından. Ben onun yanındayken kendimi hep o tükürük gibi hissederdim. O yüzden gitmedim. Kendimi kendim olduğuma ikna etmem gereki- yordu Edip.” “Evet kahraman, insan bazen kendi olduğunu bilmek istiyor. Ama bazen de…” 49