TUEMsanat Basım Yayım Dilan Özdemir - Nem | Page 42

NEM Buldu! Sandalyeyi camdan çıkaracaktı. Bunu gören kedi kor- kup kaçardı. Sandalyenin üzerine çıkıp yan duvara atlardı. Böylece ayakları çamur da olmazdı. Yan komşununsa ruhu bile duymazdı. Yalnız babası. Babası uyanmazdı. Ya uyanırsa? Mümkün değil uyanmazdı. Portmantodan babasının paltosunu aldı. Giydi. Uzun gelen kollarını dirseklerine kadar çekti. Mutfağa gidip ekmek bıçağını aldı. Annesi elini kestikten sonra yıkamamış mıydı bunu? Kan içindeydi. Sahi, nicedir ses çıkmıyordu. Neredeydi bu kadın? “Musluğu açıp şöyle bir güzel yıkasam? Olmaz. Ses çıkar. Lavaboda kan lekesi. Hayır.” Paltonun iç cebine koydu bıçağı. Kapının önünden geçerken ayakkabılarını aldı. Odaya girdi. Sandalyeyi kaldırdı. “Lütfen konuşma. Lütfen ses çıkarma. Konuşma.” Sandalye sustu. Pencerenin önüne geldi. Sandalyeyi yavaşça bıraktı. Ayakkabılarını eğilerek giydi. Camı açtı. Kedi bakışlarını o yana çevirdi. Sessizce ama aniden sandalyeyi dışarı çıkardı. Kedi korkup kaçtı. Yavaşça yere koydu. Çamur vıcık vıcık fısıldadı. Üzerine çıktı sandalyenin. Biraz çamura battı ama olsun. Ayakkabıları kirlenmedi ya. Komşunun ışığı hâlâ açıktı. Sol tarafa, duvara atladı. Kamburunu çıkartıp yavaş yavaş daracık duvarı adımlamaya başladı. Evden uzaklaşınca indi. İşte. Oldu. Kimseler yoktu. Sessizce gülmeye başladı. 43