TUEMsanat Basım Yayım Dilan Özdemir - Nem | Page 38
NEM
Yan odada babası yatıyordu. Kalktı. Duvara yanaştı. Kulağını
dayadı. Buz gibiydi duvar. Babasının nefesini duyabiliyordu. Arada
bir duruyor, ölmüş gibi, sonra birden veriyordu soluğunu.
“Allah’la şakalaşıyor sanki.”
Yatağı titriyordur şimdi, diye düşündü. Koca gövdesiyle nasıl da
yer etmiştir yumuşak döşekte.
“Tamam, bırak haydi! Bir şeyler düşün!”
Gelip sandalyesine oturdu. İstemezmiş gibi gıcırdadı tahta san-
dalye.
“Sus be sen de!”
Ne yapmalı? Ne etmeliydi? Başını ellerinin arasına aldı. Soğuk,
camı zorluyordu.
“Camı kırsam? Kaçsam oradan? Hayır. Kırıklar batabilir bir
yerlerime. Yaralı insan nereye kaçar? Nereye kadar? Hem insanlar
görür. Şüphelenirler. Her şeye uzun burunlarını sokacaklar elbet.
Yakalar, tutarlar. Ne oldu sana, derler. Hastaneye gidelim mi?
Ambulans çağırın. Bir şeyciğim yok. Deli olma, her yerin kan için-
de. Nereye kaçacaksın? Nereye kaçabilirim bu halde?”
“Hayır. Kırmaya lüzum yok. İyisi mi pencereyi açayım. Bir
yerim incinmeden çıkar giderim. Daha kolay. Hem öyle yavaş
atlarım camdan, karşı komşu duymaz.”
39