Sonunda bir şeyler uykusunun rahatlığım bozdu. Bu, doğru değildi.
Teresa ona seslenmiş, bir şeylerin yolunda gitmediğini söylemişti! Onu
tüketen derin uykuyla ve yatağa yapıştıran ağırlıkla mücadele etti.
Uyan! diye bağırdı kendine. Uyan!
O sırada içinde bir şey kayboldu. Bir an varken bir anda artık
yoktu. Hayati organlarından biri alınmıştı sanki.
Teresa’ydı. Gitmişti.
Teresa! diye bağırdı zihninde. Teresa! Orada mısın?
Cevap gelmedi. Thomas artık onun rahatlatıcı varlığını hissedemiyordu. Uykunun üzerinde yarattığı baskıya karşı koymaya çabalarken
bir kez daha seslendi, sonra bir kez daha.
Sonunda gerçeklik üzerine akın etti, karardığı sildi. Dehşet içinde
gözlerini açıp oturdu, ayaklan yere değene dek aşağı sarkıttı ve ace
leyle ayağa kalktı. Etrafına bakındı.
Herkes çdgma dönmüştü.
Kayranhlar odanın içinde bağırarak koşturuyorlardı. Perişan hal
deki hayvanlara işkence yapılıyormuş gibi korkunç, berbat sesler odayı
dolduruyordu. Suratı bembeyaz olan Tava pencereyi gösteriyordu.
Newt ve Minho kapıya koştular. Winston sanki insan yiyen zombi
görmüş gibi ellerini korkuyla sivilceli suratına götürdü. Diğerleri de
birbirlerine çarparak diğer pencerelere bakıyorlardı ama cama fazla
yaklaşmıyorlardı. Thomas üzülerek Labirent’ten kurtulan yirmi