2. BÖLÜM
İşte böyle başladı. Thomas, Teresa’yı duydu ama sesi uzaktan, uzun
bir tünelden geliyor gibiydi. Uykusu yoğun, yapış yapış, tehlikeli bir
sıvı gibi onu ele geçirmişti sanki. Kendine geldi fakat dünyadan soyut
lanmış, yorgunluk tarafından esir alındığını fark etti. Uyanamıyordu.
Thomas!
Teresa bu kez çığlık atmıştı. Beynini delercesine bir sesle. İçine
yaydan korkuyu hissetti ama daha çok rüyada gibiydi. Sadece uyuyordu.
Ve artık güvendeydiler, endişelenecek bir şey kalmamıştı. Evet, rüya
olmalıydı. Teresa iyiydi, hepsi iyiydi. Yeniden rahatlayarak kendini
uykusuna bıraktı.
Başka sesler de bilincine sızdı. Güm güm sesler. Birbirine çarpan
metaller. Bir şey kınldı. Çocuklar bağırıyorlardı. Bağırışları, daha
Çok uzaktan gelen boğuk yankılar gibiydi. Aniden çığlığa dönüştüler.
Tüyler ürperten korkunç çığlıklar. Ama hâlâ uzaktan geliyordu. Sanki
koyu kadifeden kaim bir kozanın içine sarılmıştı.
13