Yatağının yaklaşık bir metre önündeki renkli perdelerle örtülü
pencereden, parlak, kör edici ışık geliyordu. Cam kırılmıştı, kınk
parçalar çapraz parmaklıkların önünde duruyordu. Parmaklıkların
diğer tarafında ise bir adam demiri sıkıca tutuyordu. Kan çanağına
dönmüş gözlerini kocaman açmış, aklım kaçırmış gibi bakıyordu.
Güneşten yanmış suratında yara ve çizikler vardı. Hiç saçı yoktu, kafa
sında sadece yeşüimsi lekeler vardı. Sağ yanağı fena halde yarılmıştı;
Thomas kanlı yaranın açtığı boşluktan adamın dişlerini görebiliyordu.
Çenesinden salyalar akıyordu.
“Ben bir Deliyim!” diye bağırdı korkunç adam. “Ben lanet bir
Deli’yim !”
Ve ardından etrafa tükürükler saçarak bağırmaya başladı.
“Öldürün beni! Öldürün beni! Öldürün beni!”