Test Drive | Page 328

Labirent: Alev Deneyleri Birinin gidip bakması gerekiyor. İçlerinde ne olduğunu öğrenme liyiz. Bunu söylemesine rağmen bunu yapan kişi olmak istemiyordu Birlikte gidelim, dedi Teresa rahatlıkla. Cesareti Thomas’ı şaşırtmıştı. Bazen çok kötü fikirlerin oluyor diye karşılık verdi. Dalga geçiyormuş gibi konuşmaya çalışmıştı ama gerçeği kendine itiraf edemese de biliyordu. Korkudan ölüyordu. “Thomas!” diye seslendi Minho. Gökgürültüsü ve yıldırım sesi gökyüzünde parlak ışıklar oluştururken hâlâ şiddetle esen rüzgârın sesini bastırıyordu. Fırtına tüm öfkesini üzerlerine kusmak üzereydi. “Ne?” diye bağırdı Thomas. “Sen, ben ve Newt! Gidip bir bakalım!” Thomas tam harekete geçmek üzereydi ki bölmelerin birinden j bir şey çıktı. Yakındakiler nefeslerini tutunca daha iyi görebilmek | için döndü. Tüm bölmelerden ne olduklarını anlayamadığı bir şey : çıkıyordu. Her ne iseler, kesinlikle dikdörtgen yuvalarından çıkıyor- f lardı. Thomas en yakınındaki kutuya odaklandı ve yüzleşmek üzere olduğu şeyi dikkatlice incelemeye koyuldu. Kenarından şekilsiz bir kol sarkıyordu ve eli yerin biraz üzerinde sallanıyordu. Üzerinde dört tane biçimsiz parmak vardı -hastalıklı görünen bej rengi kökler gibi- hiçbiri aynı uzunlukta değildi. Hareket edip orada olmayan bir şeyi yakalamaya çalışıyorlardı, sanki içindeki yaratık kendini dışan itebümek için tutunacak bir şey arıyordu. Kolun üzeri kırışıklık ve şişkinliklerle doluydu ve dirseğin olması gereken yerde oldukça tuhaf bir şey vardı. Yaklaşık on santim çapında, parlak turuncu, yusyuvarlak bir çıkıntı ya da bir kabarıklık. Koluna ampul yapışmış gibi duruyordu. Canavar yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Bir bacak çıktı, etli ayağın1 1 1 dört parmağı da el parmaklan gibi hareket ediyordu. Dizindeyse o 360