Test Drive | Page 324

James Dashner aramalıyız.” Ama söylerken bile bunun bir seçenek dahi olmadığının farkındaydı. En azından zaman dolana dek. “Hayatta olmaz,” diye yanıtladı Newt. “Bu kadar yolu geri dön­ mek için gelmedik. Lanet fırtınanın biraz daha beklemesini umalım.” Neredeyse simsiyah olan bulutlara bakıp somurttu. Diğer üç Kayranlı sessiz kaldı. Zaten hızını artıran rüzgârın uğultuları yüzünden söylenenleri duymak iyice zorlaşmıştı. Thomas saatine baktı. Otuz beş dakika. Bu fırtınanın otuz beş dakika daha... “O ne öyle!” diye bağırdı Minho ayağa kalkıp. Thomas’m omzu­ nun üzerinden bir yeri gösteriyordu. Thomas panik halinde ayağa kalkıp bakmak için döndü. Minho’nun suratındaki dehşet ifadesi aşikârdı. Grubun yaklaşık on metre üerisinde zeminin büyük bir kısmı... açüıyordu. Belki beş metre genişliğinde bir kare, kendi etrafında dö­ nerek açılırken toprağın etrafa saçılmasına sebep oldu ve altındaki şey yukan çıktı. Rüzgârın uğultusundan daha yüksek, tiz bir ses ve metalin gıcırtısı duyuldu. Çok geçmeden d önen kare şekil tamamen açıldı ve bir zamanlar çöl toprağı olan yerde artık siyah materyalden bir bölme duruyordu, üzerinde de tuhaf bir nesne vardı. Beyaz, yuvarlak köşeli bir dikdörtgendi. Thomas daha önce tıpkı buna benzer bir şey görmüştü. Hatta bundan birkaç tane. Labirent’ten kaçıp Izdırap Verenlerin çıktığı büyük odaya girdiklerinde tabuta benzer bu kutulardan birkaç tane görmüşlerdi. O zaman bunu düşünecek vakti olmamıştı ama şimdi görünce Izdırap Verenler’in Labirent’te insan avlamadıkları zamanlarda onlann içinde kaldığım -belki de uyuduğunu?- düşündü. Tepki vermesine fırsat kalmadan yerden daha fazla bölmeler çıkmaya başladı ve grubun etrafında dönerek açılmaya başladılar. Düzinelerce. 355