•r 0j ada yatıyordum ve tu h af b ir cam duvann diğer tarafında san
iyelerde insanlar oturuyordu. Dokunana kadar camı göremedim;
Idjvvet alanı gibi b ir şeydi.”
“Evet,” dedi Thom as. “Bizde de öyle bir şey vardı.”
“Sonra benimle konuşm aya başladılar. Aris’le birlikte sana yapa
caklarımızı da o zam an anlattılar ve benden bunu Aris’e anlatmamı
istediler. Aris artık senin grubundaydı ama telepati yoluyla konuşacajctık. Yani bizim grubumuzdaydı. A Grubu’nda. Beni odadan çıkanp
BGrubunun yanm a gönderdiler; orada bize güvenli bölgeye ulaşma
görevinden ve Işıl’dan bahsettiler. Korkmuştuk, aklımız karışmıştı
ama başka seçeneğimiz yoktu. Dağlara ulaşana kadar yer altı tünelle
rinden ilerledik ve böylece şehre hiç çıkmamış olduk. Seninle o küçük
kulübede bir araya gelm em iz ve sonrasında süahlarla sizin yanınıza
gelmemiz... bu nlan n hepsi önceden planlanmıştı.”
Thomas rüyasında gördüğü bölük pörçük anılarını düşündü. İçki
den bir ses, böyle b ir senaryonun gerçekleşebileceğini daha Kayran’a
ve Labirent’e gitm eden önce bildiğini söylüyordu. Teresa’ya sormak
istediği yüzlerce soru vardı ama biraz daha beklemeye karar verdi.
Bir dönemeçten daha döndüler ve Teresa devam etti. “Kesin
olarak bildiğim iki şey var. Birincisi, onların planına uymazsam seni
öldüreceklerini söylediler. ‘Başka seçenekleri’ olduğunu söylediler, bu
ne demek oluyorsa. İkincisiyse, tüm bunlann nedeni senin kendini
tamamen ihanete uğram ış hissetmen içindi. Sana yaptıklanmızm
tek sebebi bunun olm asını sağlamaktı.”
Thomas bir kez daha anılannı düşündü. Ayrılmadan önce hem
Teresa hem de kendisi m odel kelimesini kullanmışlardı. Bu ne an
lama geliyordu?
“Ee?” dedi Teresa bir süre sessizce yürümelerinin ardından.
Ne?” diye karşılık verdi Thomas.
Ne düşünüyorsun?”
341