“Sakıncası yoksa, hepsini istiyorum.”
Cookie bilgisayarında araştırma yaparken, amcama on dakika
boyunca vakamız hakkmdaki her şeyi anlattım. Cookie arada bir
havlar gibi sert bir sesle birkaç ayrıntı veriyordu; belli ki Kyle
Kirsch Dünyayı Ele Geçiriyor Müzikali 'ni yorumlama biçimim onu
tatmin etmemişti.
Amcamın sonunda tıkalı arterlerine yenik düşüp düşme diğini
merak etmeme yol açan uzun bir sessizlikten sonra, oflamalar,
puflamalar ve bir kapı gıcırtısı duydum. Hemen sonra amcam,
“Kyle Kirsch mü?” dedi.
“Neredesin sen?”
“Kahrolası tuvaletteyim. O kadar insanın içinde öyle şeyler
söyleyemezdim. Kyle Kirsch mü?”
“Evet.”
“Şu meşhur Kyle Kirsch mü?”
Sinapsları ateş almıyor olmalıydı. “Şimdi hapishaneye gitmem
gerek. Yazılımın güncellendiğinde haber ver, o zaman konuşuruz.”
Ben telefonu kapatmadan önce amcam, “Tamam, dur” dedi.
“Kayıp kız vakasını araştırmama izin ver. Aceleci davranma.”
“Ben mi?” Biraz gücenmiştim.
“Sen eşekarısı yuvasına çomak sokmayı beysbol kepli on iki
yaşındaki bir oğlan çocuğundan bile çok seversin. Eroin almış Lois
Lane gibisin.”
“Yok canım. Ee, bana söyleyecek başka bir şeyin var mı?”
“Hayır.”
“Kahretsin.”
“Başını belaya sokmayacaksın, değil mi?”
“Ne? Kşşşşşşş. Sesin kesik kesik geliyor.” Amcam başka bir şey
söyleyemeden telefonu kapattım. Ben Lois Lane’sem,
Reyes
Far &