Test Drive | Page 76

“iyi, çünkü onu bir an önce bulmalıyım.” Daireme doğru yürümeye başladım. Her özel dedektifin üzerinde temiz bir blucin olmalıydı. Söz konusu özel dedektifin akıl sağlığı için. “Dur.” “Hayır. Takip et.” Garrett, “Tamam” diyerek bana yetişmek için koşar adım yürüdü. Yanımdan ilerlemeye başladı. “Demek Farrow doğaüstü. Senin gibi mi? O da mı ölüm meleği?” Bu soru beni şaşırttı. Onunla son buluşmamızda anlat tığım hiçbir şeye inanmadığını sanmıştım. Benimle sürekli dalga geçmek yerine aklını açık tutup söylediklerimi dinle meye kendini zorladığı gün. “O ölüm meleği değil. Daha faz lası.” “Ne kadar fazlası?” diye sordu kuşkulu bir sesle. “O bir adam, Swopes, tıpkı senin gibi. Ama süper güçleri var.” “Ne gibi süper güçler?” Bir an durup ona kötü kötü baktım. “Bilgi yarışmasında O” mıyız. “Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum, o kadar.” “Bak, senden tek istediğim kulaklarını dikmen. Bilirsin işte, sağa sola bir şeyler sorman, kimsenin tuhaf bir şey gö rüp görmediğini falan öğrenmen.” “Tamam. Tek bir sorum daha var.” “Tamam.” Garrett bütün dikkatini bana vererek, “Onu nasıl öldüre ceğiz?” diye sordu. Eh, bu pek hoş değildi. Onca zamandır, evrimin erkekle rin kana susamışlığını yok ettiğini sanmıştım. Belli ki yanıl mışım. “Öldürmeyeceğiz” dedim ve yürümeye devam etmek için döndüm. Karanlık, yoğun ve dalga dalga bir sis, önümde bir erkeğe dönüştüğünde aniden durdum.