Test Drive | Page 73

Bütün şahane, harikulade ihtimalleri. Yürümeye başladım, Garrett peşimden geldi; refleksle ri yavaş olduğu için ben durunca az kalsın bana çarpacaktı, “ilaçlarını yine mi bıraktın, Charles?” diye sordu ve konuyu değiştirmeye çalışırken yan tarafıma geçti. Son zamanlarda bana Charles demeyi huy edinmişti. Bunu muhtemelen beni kızdırmak için yaptığından, kızmayı reddettim, ilaçlarım da onu hiç ilgilendirmezdi. Döndüm, ona en başarılı öldürücü bakışımı attım ve “Ah, hayır, olmaz.” “Ne?” Bir adım geriledi. Ben de bir adım ilerledim. “Paçayı o kadar kolay kurtaramayacaksın, dostum” dedim ve onu parmağımla dürttüm. Amcamın onca insan varken onu peşime takması beni bu kadar şaşırtıp üzmüş olmasa, yüzündeki ifade komik gelebi lirdi. Hem Albuquerque şehrinden maaş alan bir dedektife çok ihtiyacım vardı. Bedava işgücü. “Bana az önce dostum mu dedin?” “Kesinlikle öyle dedim ve biraz olsun iyiliğini düşünüyor san, bu kadar kısa zamanda daha iyi bir laf bulamadığım için bana hakaret etmezsin.” “Tamam.” Garrett ellerini teslim olurcasma kaldırdı. “Ha karet yok, yemin ederim.” Ona zerre kadar güvenmiyordum. Eline geçen ilk fırsatta bana hakaret edecekti. Kahretsin. “Ne zamandır peşimdesin?” “Charles...” diyerek iyi bir hikâye uydurmak için zaman kazanmaya çalıştı. “Sakın ha!” Ne olur ne olmaz diye, onu yine dürttüm. “Ne zamandır?” “Önce...” Omuzlarımı tuttu ve ara sokaktan bir araba geçerken beni bir binaya doğru sürükledi. Tehlike geçtiğinde kollarımı kavuşturup bekledim.