Test Drive | Page 69

dan büyük olamazdı. En fazla dokuz olabilirdi. Pari’ye saldırmıştı, öyle mi? Belki o, Reyes değildi. Belki Pari kazara şeytani başka bir şeyi çağırmıştı. “Ne yapıyorsun?” Arkamda bir ses duydum ve biraz debelenerek arkaüstü düştüm; avuçlarım ve kıçım bir yağ birikintisine denk geldi. Şahane. Dişlerimi sıkıp başımı kaldırdığımda, sırıtan, toplum tarafından kabul edilmeyecek kadar çok caka satan ölü bir çete üyesi gördüm. ‘Angel, seni pislik.” Ben leş gibi ellerime bakarken, Angel yüksek sesle güldü. “Bu şahaneydi.” Kahrolası on üç yaşındaki yeniyetmeler. “Fırsatım varken seni dünyadan kovmam gerektiğini biliyordum.” Angel’m en iyi arkadaşı, hareket halindeki bir arabanın içinden ateş açıp bölgelerini işgal eden orospu çocuklarına saldırmaya karar vermişti. Angel onu durdurmaya çalışmış, nihai bedeli öd emişti. Maalesef, ebediyen başımın belası olarak kalacaktı. “Bırak kanında barut olan sapma kadar yiğit bir MeksikalIyı, bir kediyi bile kovamazsm sen. Hem çalışmaktan nefret edersin.” Kendi esprisine gülen Angel uzattığım elimi tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Konteynerin arkasında kalmalıydım; bu pusu kurarken en iyi taktiklerden biriydi. “Senin kanın yok ki” de dim yardımcı olmak için. “Tabii ki var” dedi bedenine bakarak. Üzerinde kirli be yaz bir tişört, kalçalarından düşecekmiş gibi görünen bol bir blucin, yıpranmış spor ayakkabılar ve geniş, deri bir bileklik vardı. Mürekkep karası saçları kulağının üzerinde kısa kesil mişti, ama yüzü hâlâ bebeksiydi ve öyle güzel gülümsüyor du ki, kalbimi bir anda eritebilirdi. “Biraz şeffafım, o kadar.” Ellerimi boş yere konteynerin kenarına sildim; bu sırada üzerime kaç mikrop bulaştığını merak ettim. “Burada olma