“O yataktan hemen kalkmazsan daha fazlasını yapacağım.”
Cookie en vakm arkadaşa/en iyi komşuya/çok ucuza çalışan bir
sekretere
göre
fazla
ısrarcı
olmaya
başlamıştı.
Karşılıklı
dairelere üç yıl önce taşınmıştık. Ben Barış Gönüllüleri’nden yeni
ayrılmıştım, Cookie de kucağında çocuğuyla yeni boşanmıştı.
Daha ilk görüşmede birbirlerini uzun zamandır tanıyormuş gibi
hisseden insanlardandık. Ben dedektiflik şirketimi açtığımda,
Cookie birini bulana kadar telefonlara bakmayı önermiş, olaylar
birbirini takip etmişti. O zamandan beri onu köle olarak
kullanıyorum.
Yatak odama saçılmış kıyafetlere baktım, iki tanesini şüp heyle aldım. “Tavşanlı terliklerle deri bir mini etek, ha?” diye
seslendim Cookie’ye. “Birlikte, ha? Kombin gibi?”
Kadın ellerini beline koyup büyük bir hışımla odaya dald ı;
kısa, siyah saçları aşağı dışında her yönü gösteriyordu. Sonra
Cookie bana, üvey annemin ona Nazi selamı verdiğimde baktığı
gibi dik dik baktı. O kadın, Hitler’e olan benzerliği konusunda
çok alıngandı.
Kızgınlıkla iç çektim. “Herkesin pelüş hayvan gib i giyindiği o
müstehcen partilerden birine mi gidiyoruz? Çünkü o partilerdeki
tipler beni korkutuyor.”
Cookie bir eşofman altı buldu, onu üzerinde ÖLÜM ME LEKLERİ UĞRUNA ÖLÜNECEK KİŞİLERDİR yazan bir tişörtle
bana fırlattı. Sonra odadan yine aceleyle çıktı.
“Bu hayır demek mi?” diye sordum odanın geneline.
Bugs Bunny yorganımı dramatik bir hareketle ittim ve yataktan kalkıp bacaklarımı eşofmana sokmaya çalıştım —insanlar
sabahın ikisinde giyinirken öyle yapardısonra da son zamanlarda
bayağı sevmeye başladığım o göğüs dikleştirici sutyenlerden
birini taktım. Benim kızlar, verebileceğim her tür desteği hak
ediyorlardı.
Ben sutyenin içine girerken Cookie’nin geri döndüğünü fark
ettim ve ona soru sorarcasına baktım.