Test Drive | Page 42

“Benim istediğim şeyi” derken gözlerini vücudumda dolaştırdı, “ama belki farklı sebeplerden.” Daha önce beni neden istediklerini açıklamıştı; ben bir kapı, cennete giden yoldum. Onların neden bu kadar ileri gittikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. “Hâlâ hayatta mısın?” “Bedenim seninki gibi. Ama onu öldürmek çoğu insanı öldürmekten çok daha zor.” Vücudumdaki her hücrenin rahatladığını hissettim. Derin bir nefes aldım ve “Bana neler olduğunu anlat. En ufak a yrıntısına kadar” dedim. “En ufak ayrıntısına kadar. Tamam, iblisler iki şeyden birinin olmasını bekliyorlar.” “Neymiş onlar?” “Beni cehenneme götürebilmeleri için bedenimin ölmesini ya da senin beni bulmanı. Bunlardan biri onlara anahtarı ve rir” derken başıyla dövmelerinin pürüzsüz çizgilerini işaret etti. Dövmeleri cehennemin kapılarını gösteren akıl almaz bir haritaydı. O harita olmadan sonsuzluk boşluğundaki tehlikeli yolculuk bütün varlıklar için kötü sonlanırdı. “Diğeriyse onların cennete ulaşmasını sağlar.” Doğruca bana baktı, “ikisi de onları çok mutlu eder.” “Peki öyleyse, bana bedeninin nerede olduğunu söyle, böylece... ne bileyim, seni saklayabiliriz.” Reyes başını üzüntüyle salladı. “Maalesef bunu yapamam.” Kaşlarımı çattım. “Ne demek, bunu yapamam? Reyes, neredesin sen?” Dudaklarının kenarı, neşesiz bir tebessümle kıvrıldı. “Gü venli bir yerde.” “iblislerden korunuyor musun?” dedim umut dolu bir sesle. “Hayır” dedi Reyes. “Sen korunuyorsun.” Yine hassas bir noktama saldırdığında geri çekildim. “Yani senin nerede olduğunu biliyorlar, öyle mi? Seni öldürme