Test Drive | Page 28

“Tamam. Doğru ya. Bunu söylediğimi unut.” “Dairemde ölü bir oğlan mı var?” “Bazen.” “Her zaman değil.” Cookie başını salladı, sonra tekrar yürümeye başladı. Ben de tavşanlı terliklerimle ona yetişmeye çalıştım. Çok fazla enerji harcadığımı fark edince derin bir nefes aldım. Bunu daha sonra pasta yiyerek telafi etmeliydim. “Dairemde ölü bir oğlan olduğuna ve senin bunu bana söy lemediğine inanamıyorum.” “Seni korkutmak istemedim. Galiba çocuk Amber’a vurgun.” “Aman Tanrım” dedi Cookie. “Bak” dedim, ceketini tutarak kadını durdurdum. “Arabayı eve götürelim, sonra bu işi hallederim. Arabanı burada bırakamayız. Onu çalarlar.” Cookie’nin gözleri parladı. “Öyle mi düşünüyorsun? Hayır, dur, belki gidip anahtarları kontağa taksam daha iyi olur. Bilirsin işte, hırsızın işi kolaylaşır.” “Hmm, tabii, o da bir fikir.” Cookie yeni bir amaç hissiyle arabaya doğru ilerledi. Bense azıcık endişeliydim. Cookie hiç olmazsa doğru yöne gidiyordu. “Satranç kulübüyle çıplak yüzmeye gittiğim geceyi say mazsak” dedim biraz nefes nefese, “bu hayatımın en yoğun gecesi oldu.” Düşünceli düşünceli yukarı baktım, tökezledim, yalpaladım, dengemi buldum, sonra bunu yapmayı kendim istemişim gibi etrafıma bakındım ve “Hayır, sözümü geri alıyorum” dedim. “Sanırım hayatımın en yoğun gecesi, babamın otuz iki insanın ölümüne neden olan gaz patlam ası gizemini çözmesine yardım ettiğim geceydi. Olay aydınlatıldığında hepsi öbür tarafa geçmek istedi. Aynı anda, içimde çalkalanan onca duyguyla başa çıkmak için bütün gece uğraştım.” Cookie adımlarını yavaşlattı, ama bana bakmadı. Onu suçlayamazdım. Ona küçük oğlandan uzun zaman önce söz