O neyse ki benim avucumdu. Böyle bir şey olamazdı. APD
dedektiflerinden olan Bob Amcamı, beni polislerle yaşamaya
meyyal olduğum bir tatsızlıktan daha kurtarması için ge cenin bir
yarısı yine ararsam, beni öldürebilirdi. Bunu bana kendisi
söylemişti.
Portakal
soyucuyla.
Bunun
sebebinden
emin
değildim.
“Bir sorun mu var, hanımlar?” diye sordu polis.
Cookie kaşlarını çatıp bana baktı. “Neden ona bagajda ceset
olmadığını söylemiyorsun? Hmm?”
“Cook, cidden mi?”
Kadın ellerini beline koyup cevap bekledi.
Kirli Harry’ye döndüm. “Bakın, Memur O. Vaughn” dedim,
adamın yaka kartına bakarak. “Cookie’nin söylediği şey kulağa
kötü geliyor, biliyorum, ama o mecazi konuşuyordu. Biz asla
gerçekten...” Adamın yüzüne ve kibirli bir ifade taşıyan ağzına
baktığımda, onu hayal meyal tanır gibi oldum ve tüylerim diken
diken oldu. Stephen King’in O romanındaki gibi. “Siz Owen
Vaughn’un akrabası olamazsınız, değil mi?” Adam