Test Drive | Page 161

sonra başını temkinli bir tavırla salladı. Öne eğildim, darbenin etkisini azaltma umuduyla sesimi yumuşattım. “Reyes doğaüstü bir varlık.” Neil tepki vermeyince, gözlerini bile kırpmayınca devam ettim. Çoğunlukla onun yardımına gerçekten çok ihtiyacım olduğu için. Biraz da, ne kadar ileri gidebileceğimi merak ettiğim için. Onun gerçeği öğrenmek için ne kadar ileri gidebileceğini. “Yani, ben de biraz doğaüstü bir varlığımdır, ama o benden çok farklı.” Neil uzun bir an boyunca düşüncelere dald ı, sonra yüzünü elleriyle kapattı ve bana parmaklarının arasından baktı. “Kafayı yiyorum” dedi. Sonra kullandığı kipi yeniden gözden geçirdi ve “Hayır” dedi. “Yedim bile. Bitti, gitti. Artık benim için umut yok.” Koltuğumda kıpırdanarak, “Pekâlâ” dedim, işi bozuntuya vermeyecektim. Adamı yargılamayacaktım. Gereksiz sonuçlara varmayacaktım. Noel’de ona deli gömleği hediye etmeyecektim. Neil telefonun hoparlör düğmesine bastı. Hemen, “Evet, efendim?” cevabı geldi. Kadın işinde iyiydi. “Luann, beni hemen bir hastaneye yatırman gerek. Mümkünse, bir an önce.” “Elbette, efendim. Aklınızda özel bir program var mı?” Neil başını iki yana sallayarak, “Hayır” dedi. “Hangisi olursa. Bunu sana bırakıyorum.” “Hemen araştırmaya başlayacağım, efendim.” Luann hattı kestiğinde Neil, “Çok iyi bir asistan” dedi. “Öyle görünüyor. Peki, sen kendini neden hastaneye kapattırıyorsun?” Neil bana, zihinsel çöküşü benim suçummuş gibi kötü kö tü baktı. “Bunu söylemek bana ne kadar acı verse de, sana inanıyorum.” Sırıtarak rahatladığımı göstermemek için kendimi tuttum.