Test Drive | Page 135

sediyorum. Ve ben bildiği şeyi öğrendiğimde, hepimiz daha fazlasını öğrenmiş olacağız. Bilgi güçtür, bebek.” “Yine o tuhaf şeyi yapıyorsun.” “Üzgünüm. Kendime engel olamıyorum. Beynim sulan dı. iki gündür şafaktan önce kalkıyorum. Ne düşüneceğimi, nasıl davranacağımı bilemiyorum. Birazdan onunla konuşu rum. Belki yardım almaya razı olur.” “Umarım bu sabah o sınıf listeleri elimize geçer, ben de Mimi’nin sınıf arkadaşlarını araştırmaya başlayabilirim. Ba kalım, içlerinden biri aynı kaderle yüzleşmiş mi?” “Ölümden mi bahsediyorsun?” “Aşağı yukarı” dedi Cookie. Ofise çıkan merdivenleri tırmandık. Ben gün için hazır lanmak üzere doğruca kahve makinesini kontrol etti. makinesine giderken Cookie faks Heyecanla, “Gelmiş” dedi. “Sınıf listeleri mi? Şimdiden mi?” Amma hızlıydı. Cookie bilgisayarını açıp masasına oturdu. “Ben ava çıkıp ne bulabilirim diye bakacağım.” Cookie’nin ofisinin kapısı açıldı, altmış yaşlarında biri ba şını tereddütle içeri uzattı ve “Açık mısınız?” diye sordu. Elimi sallayarak adamı içeri davet ederken, “Tabii” de dim. “Sizin için ne yapabiliriz?” Adam doğrulup içeri girdi ve onu aynı yaşlarda bir kadın takip etti. Adamın üzerinde koyu mavi bir blazer ceket var dı ve kusursuz taranmış kır saçları bana spor muhabirleri ni anımsatıyordu. Kadının üzerinde de açık renk saçlarıyla uyumlu biraz modası geçmiş, haki bir pantolon ceket takım vardı. Adamla kadını neredeyse elle tutulabilir, yoğun bir yas bulutu takip etti. Acı çekiyorlardı. “Hanginiz Charley Davidson?” diye sordu ada m. “Charley benim.” Adam elimi insanlığın son umuduymuşum gibi kavradı.