Test Drive | Page 114

tan sonra, sorguda daha başarılı olmasını beklerdim. Babam uçan kuştan medet umuyordu. Sandviçimi yıldırım hızıyla bitirdim, gitmek için izin iste yerek babamı sinirlendirdim, sonra bir koşu eve yollandım; Denise’in bana sokağın aşağısındaki pastaneden aldığı pey nirli kekten ikram etmediğini de fark ettim. Daireme giderken otuz saniye süren o uzun, tehlikeli yolculukta babamın davranışlarının Gemma’yı da benim kadar şaşırttığını fark ettim. Ablam kirpiklerinin altından ona merakla bakıp duruyordu. Belki daha sonra ona telefon eder, neler olduğuna dair bir fikri olup olmadığını sorardım. Veya belki de Alman bir kadın güreşçiye bikini bölgeme ağda yaptırırdım. konuşmaktan daha eğlenceli olurdu. Bu ablamla telefonda Ben eve girerken Cookie kapıdan başmı uzatıp, “Ee?” dedi. Geldiğimi nereden anlıyordu? Çok sinsiydim. Dunum gibiydim. Adeta görünmezdim. Başında bant olmayan bir Ninja gibi. Ayağım takılıp cep telefonumu yere düşürünce, “Kahret sin” dedim. “Warren’la konuştun mu?” “Evet, konuştum.” Telefonumu aldım, sonra hiç bulamadı ğım anahtarlarımı bulmak üzere çantamı karıştırdım. “Ee?” “Eesi, adamın ilaca ihtiyacı olacak.” Cookie içini çekerek kapıya yaslandı. “Zavallı adam. O araba satıcısını gerçekten öldürmekle tehdit etmiş mi?” Başımı salladım, “Hem de birkaç çalışanın önünde.” “Kahretsin. Bu bize hiç yardımcı olmayacak.” “Doğru, ama adamı gerçekte kimin öldürdüğünü bulduğu muzda, bunun bir önemi olmayacak.” “Bunu yapanı bulabilirsek.” “Sen bir şeye rastlayabildin mi?” “Kovboylar mahmuzlu çizme giyer mi?” “Ooo, bu kulağa hoş geliyor. Bana gelmek ister misin?”