Test Drive | Page 110

ce Ruiz’de yaşıyordu ve okuduğu liseden hiç söz etmezdi. Ona bir iki kez sordum, bir keresinde biraz ısrar eturn. Mimi o kadar öfkelendi ki benimle bir hafta konuşmadı. içimde kabaran umut beni öne eğilmeye itti. "Orada bir şey oldu, Warren. Sana söz veriyorum, ne olduğunu öğreneceğim.” Adam elimi tuttu. “Teşekkür ederim.” “Ama bu yüzden ölürsem” derken ona parmağımı doğrult tum, “ücretim iki katma çıkar.” Adamın yüzü hafif bir tebessümle yumuşadı. “Tamam.” Konuşmamız biterken adamın avukatı içeri girdi. Onlar alçak sesle konuşurken izin isteyip çift taraflı aynaya doğ ru yürüdüm, sırıtarak içeri uzandım. Amcama “Sana söyle miştim” derken başparmağımla omzumun üzerini işaret ettim. “Adam masum. İşte, peşime eğlenceliydi. adam takarsan böyle olıır.” Ödeşmek çok Çikolatalı Kahveye tekrar dönüp hiçbir şey bulamayınca Mimi’yi bir gece önce gören olmamıştıbir süre aşçı Brad’e takıldım, sonra ofise koşturdum, ama Cookie kızı Amber’la yemek yemek için erken çıkmıştı. On iki yaşındaki kızı ne zaman babasıyla kalsa, Cookie, Amber’m mutsuz olmasından korkar, onu hiç olmazsa bir kez yemeğe çıkarmakta ısrar ederdi. Cookie’yi iki yıldır tanıyor olmama rağmen eski koca sıyla hiç karşılaşmamam birden bana tuhaf geldi. Cook ondan uzun uzun bahsetse de, adamın neye benzediğini bile bilmiyordum. Cookie onun hakkında çoğunlukla iyi konuşmazdı, ama anlattığı bazı şeyler o kadar da kötü sayılmazdı. Hat ta bazıları şahaneydi. Bir şeyler yemek için aşağı indiğimde babam bardaydı. Elindeki havluyu, uğruna ölünecek pazıları ve her kadının sahip olmak için ruhunu satacağı gür, mavi-siyah saçları olan, Kızılderili barmeni Donnie’ye attı. Ama Donnie’yle ben