Test Drive | Page 109

bu bakışın ağırlığından nefesim kesildi. “Adamın onu tehdit ettiğini sandım. Gerçekten, bir insan ne kadar aptal olabilir? Adam beni uyarmaya, bilmediğim bir şeyler olduğunu söyle meye çalıştı, bense ona bağırdım. Onu mahkemeye vermek ten... öldürmeye kadar her şeyle tehdit ettim.” Sonra kendi kendine konuşur gibi “Tanrım, ne yaptım ben?” dedi. Hemen Warren’in bu işin sonucunda iki şeye ihtiyacı ola cağına kanaat getirdim: iyi bir avukata ve iyi bir terapiste. Zavallı ahmak. Kadınlar kendilerine bu kadar bağlı birini bulmak için adam keserlerdi. “Adam hakkında başka ne biliyorsun?” diye sordum. Ada mın geçmişini bir şekilde araştırmış olmalıydı. “Hiçbir şey. Fazla değil, neyse.” “Tamam, ne öğrendiysen anlat.” Adam bir omzunu umutsuzlukla kaldırarak, “Gerçekten” dedi, “Mimi ben adamla yüzleştikten hemen sonra kayboldu. Pek bir şey bilmiyorum.” “Sen onun adamla kaçtığını mı düşündün?” Warren yumruklarını sıktı. “Aptal olduğumu söyledim size.” Dişlerini kendine duyduğu nefretle gıcırdattığını duyar gibi oldum. “Mimi’nin onu nereden tanıdığını öğrendin mi?” Adam uzun uzun iç çektikten sonra itiraf etti. “Evet, aynı liseye gitmişler.” Kafamda bir kumar makinesinin zilleri çaldı. Onlarınki ne biçim bir liseydi? “Warren” diyerek adamın dikkatini tekrar kendime çektim, “anlamıyor musun?” Adam soru sorar gibi alnını kırıştırdı. “Karınla aynı liseye giden iki kişi öldü, karın da kayıp.” Adam gözlerini kırpıştırdı; nihayet jetonu düşmüştü. “Karın hiç lise yıllarından bahseder miydi?” diye sordum. Adam her şeyin cevabını bulmuş gibi, “Hayır” dedi. “Kahretsin.” “Hayır, anlamıyorsunuz. Albuquerque’ye taşınmadan ön-