Test Drive | Page 8

yemeğinden önceki sessizlikte, yağmur yağdığında veya kral avlanamadığında, kendi başına kraliçenin dairesine giden yolu bulur, kraliçe de dikişini ya da kitabını bırakır, bizi tek bir kelimeyle odadan çıkarırdı. Biraz oyalanırsam eğer, kraliçenin ona başka hiç kimseye, kızı Prenses Mary'ye bile gülümsemediği gibi gülümse-diğini görürdüm. Bir keresinde, kralın orada olduğunu bilmeden içeri girdiğimde adamın âşıklar gibi onun önüne çöküp başını kucağına yasladığını, kraliçenin bu sarı kızıl saçları adamın alnından yukarı çekerek okşadığını, parmaklarını kralın ona verdiği yüzükler gibi parlayan buklelere dolayarak döndürdüğünü görmüştüm. Bir zamanlar, genç bir prensesken kraliçenin saçları da bu bukleler kadar parlaktı ve kral kimsenin lafını dinlemeden onunla evlenmi