Test Drive | Page 58

"Lordum?" "Bana karşı son zamanlarda neden bu kadar soğuk davrandığını öğrenmek zoaındayım." BOLEYN KIZI ¦ 147 Anne bir an şaşaladı, sonra cilveli kadın pozlarını bırakıp hüzünlü ve çok güzel bir yüzle ona döndü. "Amacım soğuk davranmak değildi," dedi yavaşça. "Dikkatli olmaktı." "Neye karşı?" diye bağırdı Henry. "Ben fırtınalar içindeyim!" "Sizi fırtınalara boğmak istemedim. Sadece kendimi biraz geri çekmek istedim. Daha öte bir amacım yoktu." "Ama neden?" diye fısıldadı adam. Anne başını bahçenin ucuna, nehre çevirdi. "Benim için daha iyi olacağını düşündüm, belki ikimiz için de daha iyi olacağını," dedi yavaşça. "Beni huzursuz edecek kadar yakın olmaya başlamıştık." Henry hızla bir adım geriledi, sonra tekrar Anne'in yanına geldi. "Sana asla rahatsızlık vermem," diye garanti verdi. "Benden sonsuza dek arkadaş kalacağımıza ve hiçbir skan-dala adının karışmayacağına dair bir söz isteseydin, bu sözü hemen alırdın." Anne derin bakan siyah gözlerini ona çevirdi. "Peki, kimsenin birbirimize âşık olduğumuzu söylemeyeceğini garantileyebilir miydin?" Henry sessizce başını iki yana salladı. Tabii ki bu skandal manyağı saray eşrafının ne söyleyip ne söylemeyeceği konusunda bir söz veremezdi. "Birbirimize asla âşık olmayacağımıza söz verebilir miydin?" Henry Percy durakladı. "Tabii ki seni seviyorum, Bayan Anne," dedi. "Bir saraylı gibi." Anne sanki bunu duymaktan hoşnutmuş gibi gülümsedi. "Bunun bir bahar oyunu olduğunu ben de biliyorum. Benim için de öyle. Ama yakışıklı bir erkek ye hizmetkâr ara148 ¦ Philippa Gregory sında oynandığında tehlikeli bir oyuna dönüşüyor, insanlar hemen ikilinin birbiri için yaratıldığını, birbirimize çok uygun olduğunu söylemeye başlıyor." "Böyle mi diyorlar?" "Dans ettiğimizde. Bana nasıl baktığını gördüklerinde. Sana nasıl gülümsediğimi fark ettiklerinde." "Başka ne diyorlar?" Bu sahne onu epeyce büyülemişti. "Beni sevdiğini söylüyorlar. Seni sevdiğimi söylüyorlar. Sadece oyun oynadığımızı sanırken aslında birbirimize duyduğumuz aşkla aklımızın başımızdan gittiğini söylüyorlar." "Tanrım," dedi bu açıklamayı duyunca. "Tanrım, durum gerçekten de bu!" "Aman Tanrım. Siz ne diyorsunuz?" "Diyorum ki, ben bir aptalım. Aylardır sana âşığım ve her seferinde kendimi eğlendirdiğimi, senin benimle dalga geçtiğini ve tüm bunların hiçbir anlamı olmadığını düşünüyordum." Anne'in bakışları Lordun içini ısıttı. "Benim için bir anlamı vardı," diye fısıldadı. Anne'in siyah gözleri onu yakaladı, oğlan gözlerini ondan ayıramadı. "Anne," diye fısıldadı. "Aşkım." Anne'in dudaklarına dayanılmaz, öpülesi bir gülümseme yayıldı. "Henry," diyerek nefesini bıraktı. "Benim Henry'im." Henry ona doğru bir adım attı, elini Anne'in bileğini saran dantele koydu, onu kendine çektiğinde Anne direnme-yip ayartan bir adımla ona yanaştı. Başını kaldırıp baktığında Henry eğildi ve dudakları ilk öpüşme için birleşti. "Ah, söyle haydi," diye fısıldadı Anne. "Şimdi söyle, şu anda, Henry." "Evlen benimle," dedi Percy. BOLEYN KIZI ¦ 149 "Ve oldu işte," diye anlattı Anne kaygısızca, o gece yatak odamızda. Banyo küvetinin odaya gelmesini emretmiş, her ikimiz de peşi sıra banyo yapmış, birbirimizin sırtını ovmuş, saçını yıkamıştık. Temizlik konusu nda bir Fransız saraylısı kadar titiz olan Anne, o gün her zamankinden on kat daha ihtimamlıydı. Pasaklı bir öğrenciymişim gibi el ve ayak tırnaklarımı kontrol etti, çocukmuşum gibi kulaklarımı temizlemem için fildişinden bir kulak çubuğu verdi, acıyla inlememe aldırmadan bit tarağını saçlarımın her telinden geçirdi. "Yani? Olan nedir?" diye sordum suratımı asarak. Üzerimdeki sular yere damlarken çarşafa sarındım. Dört hizmetkâr içeri girip kocaman tahta küveti taşıyabilmek için içindeki suyu kovalara boşaltmaya başladı. Küvetin etrafını sarmak için kullandıkları çarşaflar sırılsıklam ve