"Lordum?"
"Bana karşı son zamanlarda neden bu kadar soğuk davrandığını öğrenmek zoaındayım."
BOLEYN KIZI ¦ 147
Anne bir an şaşaladı, sonra cilveli kadın pozlarını bırakıp hüzünlü ve çok güzel bir yüzle ona
döndü.
"Amacım soğuk davranmak değildi," dedi yavaşça. "Dikkatli olmaktı."
"Neye karşı?" diye bağırdı Henry. "Ben fırtınalar içindeyim!"
"Sizi fırtınalara boğmak istemedim. Sadece kendimi biraz geri çekmek istedim. Daha öte bir
amacım yoktu."
"Ama neden?" diye fısıldadı adam.
Anne başını bahçenin ucuna, nehre çevirdi. "Benim için daha iyi olacağını düşündüm, belki
ikimiz için de daha iyi olacağını," dedi yavaşça. "Beni huzursuz edecek kadar yakın olmaya
başlamıştık."
Henry hızla bir adım geriledi, sonra tekrar Anne'in yanına geldi. "Sana asla rahatsızlık
vermem," diye garanti verdi. "Benden sonsuza dek arkadaş kalacağımıza ve hiçbir skan-dala
adının karışmayacağına dair bir söz isteseydin, bu sözü hemen alırdın."
Anne derin bakan siyah gözlerini ona çevirdi. "Peki, kimsenin birbirimize âşık olduğumuzu
söylemeyeceğini garantileyebilir miydin?"
Henry sessizce başını iki yana salladı. Tabii ki bu skandal manyağı saray eşrafının ne söyleyip
ne söylemeyeceği konusunda bir söz veremezdi.
"Birbirimize asla âşık olmayacağımıza söz verebilir miydin?"
Henry Percy durakladı. "Tabii ki seni seviyorum, Bayan Anne," dedi. "Bir saraylı gibi."
Anne sanki bunu duymaktan hoşnutmuş gibi gülümsedi. "Bunun bir bahar oyunu olduğunu ben
de biliyorum. Benim için de öyle. Ama yakışıklı bir erkek ye hizmetkâr ara148 ¦ Philippa Gregory
sında oynandığında tehlikeli bir oyuna dönüşüyor, insanlar hemen ikilinin birbiri için
yaratıldığını, birbirimize çok uygun olduğunu söylemeye başlıyor."
"Böyle mi diyorlar?"
"Dans ettiğimizde. Bana nasıl baktığını gördüklerinde. Sana nasıl gülümsediğimi fark
ettiklerinde."
"Başka ne diyorlar?" Bu sahne onu epeyce büyülemişti.
"Beni sevdiğini söylüyorlar. Seni sevdiğimi söylüyorlar. Sadece oyun oynadığımızı sanırken
aslında birbirimize duyduğumuz aşkla aklımızın başımızdan gittiğini söylüyorlar."
"Tanrım," dedi bu açıklamayı duyunca. "Tanrım, durum gerçekten de bu!"
"Aman Tanrım. Siz ne diyorsunuz?"
"Diyorum ki, ben bir aptalım. Aylardır sana âşığım ve her seferinde kendimi eğlendirdiğimi,
senin benimle dalga geçtiğini ve tüm bunların hiçbir anlamı olmadığını düşünüyordum."
Anne'in bakışları Lordun içini ısıttı. "Benim için bir anlamı vardı," diye fısıldadı.
Anne'in siyah gözleri onu yakaladı, oğlan gözlerini ondan ayıramadı. "Anne," diye fısıldadı.
"Aşkım."
Anne'in dudaklarına dayanılmaz, öpülesi bir gülümseme yayıldı. "Henry," diyerek nefesini
bıraktı. "Benim Henry'im."
Henry ona doğru bir adım attı, elini Anne'in bileğini saran dantele koydu, onu kendine
çektiğinde Anne direnme-yip ayartan bir adımla ona yanaştı. Başını kaldırıp baktığında Henry
eğildi ve dudakları ilk öpüşme için birleşti.
"Ah, söyle haydi," diye fısıldadı Anne. "Şimdi söyle, şu anda, Henry."
"Evlen benimle," dedi Percy.
BOLEYN KIZI ¦ 149
"Ve oldu işte," diye anlattı Anne kaygısızca, o gece yatak odamızda. Banyo küvetinin odaya
gelmesini emretmiş, her ikimiz de peşi sıra banyo yapmış, birbirimizin sırtını ovmuş, saçını
yıkamıştık. Temizlik konusu nda bir Fransız saraylısı kadar titiz olan Anne, o gün her
zamankinden on kat daha ihtimamlıydı. Pasaklı bir öğrenciymişim gibi el ve ayak tırnaklarımı
kontrol etti, çocukmuşum gibi kulaklarımı temizlemem için fildişinden bir kulak çubuğu verdi,
acıyla inlememe aldırmadan bit tarağını saçlarımın her telinden geçirdi.
"Yani? Olan nedir?" diye sordum suratımı asarak. Üzerimdeki sular yere damlarken çarşafa
sarındım. Dört hizmetkâr içeri girip kocaman tahta küveti taşıyabilmek için içindeki suyu
kovalara boşaltmaya başladı. Küvetin etrafını sarmak için kullandıkları çarşaflar sırılsıklam ve