Bir sessizlik oldu. Howard Dayım dikkatini benden ve ailenin üreme kısraklığına hedef
gösterilen geleceğimden başka bir yöne çevirdi. Şimdi sanki onu ilk kez görüyormuş gibi
Anne'e bakıyordu. "Senin yaşındaki nedimelerin hepsi senin kadar berrak düşünemiyor."
64 ¦ Philippa Gregory
Anne ona gülümsedi. "Ben de sizin gibi bir Howard'im." "Onu kendine saklamayı denememene
şaşırdım." "Düşündüm aslında," dedi dürüstçe. "İngiltere'deki her kadın elinde olmadan bunu
düşünür." "O halde?" diye dürttü dayım ablamı. "Ben bir Howard'im," diye tekrarladı Anne.
"Önemli olan birimizin kralı kafeslemesi. Kim olduğu hemen hemen hiç önemli değil. Eğer
adamın canı Mary'yi çekmişse ve Mary onun herkesçe tanınıp onaylanan oğlunu peydahlamışsa ailem kraliyetin en önde gelen ailesi olur. Rakipsiz. Ve bunu başarabiliriz. Kralı
avucumuzun içine alabiliriz."
Howard Dayım onaylarcasına başını salladı. Kralın aslında evcimen bir canavar olduğunu, kolay
güdülebildiğini ama ani, dikbaşlı çıkışlarda bulunduğunu biliyordu. "Görünüşe bakılırsa sana
teşekkür etmeliyiz," dedi. "Stratejimizi belirledin."
Anne dayımın teşekkürlerini kabul etti ama zarif görünecek bir baş selamıyla değil, aksine
sapının tepesinde dönen bir çiçek gibi kibir belirten tipik bir hareketle. "Tabii ki, kız kardeşimi
kralın en beğendiği kadın olarak görmeyi ben de isterim. Bu tür şeyler sizin olduğu kadar
benim de meselem."
Annem gereğinden fazla kendine güvenen büyük kızını susturmak için eliyle işaret ederken
dayım başını iki yana salladı. "Hayır, bırak konuşsun," dedi. "En az bizim kadar zeki. Ve bence
haklı. Mary Hever'a gidip kralın onu çağırtmasını beklemeli."
"Çağırtacak," dedi Anne bilmiş bilmiş. "Çağırtacak."
BOLEYN KIZI ¦ 65
Kendimi bir paket, yatak başı perdesi, salondaki yüksek masanın tabakları, alçak masanın
kalaylı kapları gibi hissettim- Eşyalarım toplanacak ve kralı avlamak için Hever'a
gönderilecektim. Gitmeden evvel onu görmem ya da herhangi biriyle gidişim hakkında
konuşmam yasaktı. Annem kraliçeye çok yorgun olduğumu söyleyip birkaç günlüğüne beni
affedip izin verirse eve gidip dinleneceğimi söyledi. Kraliçe, o zavallı hanımefendi, zafer
kazandığını sandı. Bo-leynlerin geri çekildiğini sandı.
At üstünde uzun bir yolculuktu, yirmi milden biraz daha fazlaydı. Yemek için yol kenarında
durduk ve yanımızda taşıdığımız ekmek ve peynirden başka bir şey yemedik. Babanı yol
üzerindeki büyük evlerden herhangi birinden bize iyi