Test Drive | Page 27

Bir sessizlik oldu. Howard Dayım dikkatini benden ve ailenin üreme kısraklığına hedef gösterilen geleceğimden başka bir yöne çevirdi. Şimdi sanki onu ilk kez görüyormuş gibi Anne'e bakıyordu. "Senin yaşındaki nedimelerin hepsi senin kadar berrak düşünemiyor." 64 ¦ Philippa Gregory Anne ona gülümsedi. "Ben de sizin gibi bir Howard'im." "Onu kendine saklamayı denememene şaşırdım." "Düşündüm aslında," dedi dürüstçe. "İngiltere'deki her kadın elinde olmadan bunu düşünür." "O halde?" diye dürttü dayım ablamı. "Ben bir Howard'im," diye tekrarladı Anne. "Önemli olan birimizin kralı kafeslemesi. Kim olduğu hemen hemen hiç önemli değil. Eğer adamın canı Mary'yi çekmişse ve Mary onun herkesçe tanınıp onaylanan oğlunu peydahlamışsa ailem kraliyetin en önde gelen ailesi olur. Rakipsiz. Ve bunu başarabiliriz. Kralı avucumuzun içine alabiliriz." Howard Dayım onaylarcasına başını salladı. Kralın aslında evcimen bir canavar olduğunu, kolay güdülebildiğini ama ani, dikbaşlı çıkışlarda bulunduğunu biliyordu. "Görünüşe bakılırsa sana teşekkür etmeliyiz," dedi. "Stratejimizi belirledin." Anne dayımın teşekkürlerini kabul etti ama zarif görünecek bir baş selamıyla değil, aksine sapının tepesinde dönen bir çiçek gibi kibir belirten tipik bir hareketle. "Tabii ki, kız kardeşimi kralın en beğendiği kadın olarak görmeyi ben de isterim. Bu tür şeyler sizin olduğu kadar benim de meselem." Annem gereğinden fazla kendine güvenen büyük kızını susturmak için eliyle işaret ederken dayım başını iki yana salladı. "Hayır, bırak konuşsun," dedi. "En az bizim kadar zeki. Ve bence haklı. Mary Hever'a gidip kralın onu çağırtmasını beklemeli." "Çağırtacak," dedi Anne bilmiş bilmiş. "Çağırtacak." BOLEYN KIZI ¦ 65 Kendimi bir paket, yatak başı perdesi, salondaki yüksek masanın tabakları, alçak masanın kalaylı kapları gibi hissettim- Eşyalarım toplanacak ve kralı avlamak için Hever'a gönderilecektim. Gitmeden evvel onu görmem ya da herhangi biriyle gidişim hakkında konuşmam yasaktı. Annem kraliçeye çok yorgun olduğumu söyleyip birkaç günlüğüne beni affedip izin verirse eve gidip dinleneceğimi söyledi. Kraliçe, o zavallı hanımefendi, zafer kazandığını sandı. Bo-leynlerin geri çekildiğini sandı. At üstünde uzun bir yolculuktu, yirmi milden biraz daha fazlaydı. Yemek için yol kenarında durduk ve yanımızda taşıdığımız ekmek ve peynirden başka bir şey yemedik. Babanı yol üzerindeki büyük evlerden herhangi birinden bize iyi