Test Drive | Page 171

tavırla sürekli sağa sola dönüyor, en derin rüyalarında bile bir kadından gelebilecek en korkunç soluklu kahkahalarla bir merasimi canlandıracak biçimde gülüyordu. Sabahlan şarap içmeye başladı. Bu yüzüne renk, gözlerine canlılık getirdi, yüzündeki o derin yorgunluğu ve gerginliği sildi. Bir keresinde arkamda dayımla birlikte odalarına girdiğimde elime bir şişe tutuşturdu. "Sakla şunu," diye tısladı zavallı bir tonla ve dayımın nefesindeki içki kokusunu duymaması için elinin tersiyle ağzını kapattı. BOl.liYN KIZI ¦ 465 "Anne buna bir son vermen lazım," dedim dayım gittiğinde. "Herkes her an seni gözlüyor. Birileri mutlaka görüp krala söyleyecek." "Mümkün değil," dedi acıyla. "Hiçbir şeye son vermem mümkün değil, artık çok geç. Devam etmeni gerek, sürekli, sürekli devam etmem gerek, sanki dünyanın en mutlu kadını benmişim gibi. Sevdiğim adamla evleneceğim. İngiltere Kraliçesi olacağım. Tabii ki, mutluyum. Tabii ki, çok mutluyum. İngiltere'de benden daha mutlu bir kadın olamaz." George yılbaşında eve geri dönecekti. Anne ve ben, An-ne'in geniş odalarında bir akşam yemeği vererek onu ağırlamaya karar verdik. Bütün günü aşçılarla mülalaa edip ellerindeki en güzel yiyecekleri pişirmelerini emrederek geçirdik. Sonra akşamüzeri pencerenin kenarına gidip Geoı-ge'un Howardlar'in sancağını taşıyan kayığının nehirde görünmesini bekledik. Alacakaranlıkta kapkara görünen kayığı önce ben gördüm ve Anne'e bir şey söylemeden odadan dışarı süzülüp basamaklardan aşağı koştum. Böylece George iskeleye yanaşıp kıyıya çıktığında yalnızdım, kollarında ben vardım ve sadece beni öpüp, "Yüce Tanrını, kardeşim, eve geldiğim için çok mutluyum," dedi. Anne ilk olma şansını yitirdiğini görünce peşimden gelmedi, onu karşılamak için odalarında, şömine rafının büyük kemerinin altında bekledi. George önce onun önünde eğildi, ardından elini öptü, ancak ondan sonra kollarını açıp ona sarıldı. Sonra nedimeler dışarı gönderildi ve biz üç Bo-leyn her zaman olduğumuz gibi yine bir aradaydık. 466 ¦ Philippa Gregory George yemekte bize kendi tarafındaki bütün haberleri aktardı, sonra saraydan uzak olduğu sürede burada olup biten her şeyi öğrenmek istedi. Anne ona aktardıklarında dikkatliydi. George'a yanında silahlı korumalar olmadan şehre inemediğinden bahsetmedi mesela. Taşraya gittiğinde huzur dolu köylerin içinden geçerken atını hızlı sürmek zorunda olduğunu da söylemedi. Kardinal Wolsey'nin ölümünün hemen ertesi gecesinde "Kardinali Cehenneme Gönderiş" diye bir dans hazırlayıp maskeyle dans ettiğini, kralın ölen arkadaşının arkasından attığı bu tatsız zafer çığlığının ve bunu bu kadar açıktan açığa yapma cesaretini gösterişini