Test Drive | Page 168

"Anne kendi oğlunu doğurursa peşimi bırakır," dedim. Tıpkı farkında olmadan onun düşüncelerini sürdürerek konuşmaya devam ettiğim gibi yine farkında olmadan onun yanında yürümeye başladım. Kurnazlık ederek beni alevlendirecek hiçbir şey söylemedi. "Daha da güzeli oğlunu saraydan uzak tutmak isteyecektir. Oğlun bizimle kalabilir, onu küçük bir taşra kasabasına götürebiliriz. Bir erkek için hiç de kötü bir yaşam olmaz. Belki de yaşamların en güzeli bu. Ben saraydan hoşlanmıyorum. Ve son birkaç senedir sen de yerinin neresi olduğunu hiç bilmedin." Köprüye vardık ve aynı anda çocukların semerlerinden inmesine yardım ettik. Catherine ve Henry önümüzden eve koştu, William ve ben midillileri ahırlara götürdük. Birkaç uşak atları almak üzere yanımıza geldi. "Yemeğe geliyor musun?" diye sordum öylesine. "Tabii ki," dedi, bana ufak bir reverans savurup gitti. O gece odama girdikten sonra diz çöküp dua ederken aklımın her zamanki gibi başka yerlere kaydığını fark ettim ve ancak o zaman William'in beni, kendi tarlalarının içindeki güzel bir evde yaşayacak ve William Stafford'u kocası olarak yatağına kabul edecek kadın benmişim gibi konuşturduğunu anladım. Sevgili Mary, Sonbaharda Richmond'da, ardından kışı geçirmek üzere Greenwich 'te olacağız. Kraliçe bir daha asla kralla aynı çatı altında olmayacak. Wolsey'nin eski evine, HertfordshiBOLEYN KIZI ¦ 457 re'daki 77x> More'a gönderilecek. Kendisine kötü davranıl-dığıtidan şikâyetçi olamasın diye kral orada ona özel bir saray sunacak. Artık onun hizmetinde değilsin, bundan böyle sadece bana hizmet edeceksin. Kral da, ben de Papa 'nın kralın İngiltere Kilisesine yapabileceklerinden dolayı dehşet içinde olduğundan eminiz. Sonbaharda saraylar yaz gezilerinden geri döndüğünde lehimize bir karar Vereceğine inanıyoruz. Sonbahardaki düğüne ve hemen ardından yapılacak taç giyme törenine hazırlanıyorum. Her şey oldu bitti bile. Dişe diş kana kan! Dayım bana oldukça soğuk davranıyor ve Suffolk Dükü de neredeyse bana cephe almış durumda. Henry bu yaz onu saraydan uzaklaştırdı, adamın güzel bir ders aldığına çok memnunum. Dana gıpta eden ve beni gözleyen pek çok kişi var. Geri döndüğümde Richmond'da olmanı isliyorum, Mary. Tfjomas More'a ve Aragoniti Katherine'egitmene izin vertniyorum. Hever'da kalmana da. Bunu kendim için olduğu kadar oğlun için de yapıyorum ve bana yardım etmelisin. Anne. * Sonbahar 1531 O sonbahar saraya döndüğümde kraliçenin sonsuza dek tahtından indirilmiş olduğunu anladım. Anne, Ilenry'yi artık iyi kocayı oynamasının hiçbir anlamı olmadığına ikna etmişti. O utanmaz suratlarını tüm dünyaya gösterebilir, onlara karşı gelenlerle savaşabilirlerdi. Henry oldukça cömertti. Aragoniti Katherine The More'da büyük bir mekânda yaşıyor, sanki hâlâ sevilen ve onurlu bir kraliçeymiş gibi yabancı elçileri ağırlıyordu. Yanında iki yüzden fazla yardımcısı vardı, bunların ellisi nedimeydi. Nedimeler muhteşem genç kadınlar değildi, iyilerin hepsi kralın emrindeydi ve kendilerini Anne'in hizmetinde buldular. Anne ve ben sevmediğimiz kadınları kraliçenin emrine göndermek üzere seçerek eğlenceli bir gün geçirdik, bu sayede yarım düzine Seymour kızından kurtulmuş olduk ve Sör John Seynıouı'un bunu öğrendiğinde yüzünün alacağı şekli hayal ederek gülüştük. "George'un karısını da kraliçenin emrine gönderebilme-yi çok isterdim," dedim. "George eve gelip karısının gitmiş olduğunu görünce çok sevinirdi." v BOLEYN KIZI ¦ 459 "Daha fazla bela açabileceği bir yerde olmasındansa burada gözümün önünde olmasını tercih, ederim. Kraliçenin yanında sadece hiçbir işe yaramayanlar olsun istiyorum." "Ondan hâlâ korkuyor olamazsın. Kadını yerle bir ettin." Anne başını iki yana salladı. "O ölene kadar güvende olmayacağım," dedi. "Tıpkı ben ölene kadar onun güvende olamayacağı gibi. Bu sadece bir erkek ya da taçla ilgili bir şey değil, sanki ben onun, o da benim gölgem gibi. Ölene kadar birbirimize kitlendik. Birinin oyunu kesinkes kazanması lazım ama ikimiz de diğeri ölüp yerin dibine girene kadar kazanıp kaybettiğimizden emin olamayız." "O nasıl kazanabilir ki?" dedim. "Kral bir daha onu görmeyecek bile."