Test Drive | Page 167

William Stafford, Henry'nin ışıldayan yüzüyle aynı hizaya gelebilmek için tek dizinin üzerine çöktü. "Yanıma gel evlat," dedi şefkatle. "Annenin eteğinin arkasında saklanarak asla iyi bir binici olamazsın." "Isırır mı?" "Onu kendi avucunla beslemelisin," diye açıkladı William. "O zaman ısırmaz." Henry'nin avucunu dümdüz tutup atı nasıl beslemesi gerektiğini gösterdi. "Dörtnala koşabiliyor mu?" diye sordu Catherine. "Annemin atı gibi?" "O kadar hızlı koşamaz ama evet dörtnala gidebilir," diye cevapladı William. "Ve zıplayabilir." "Onu zıplatabilir miyim?" Henry'nin gözleri kocaman oU muştu. ' 454 ¦ Philippa Gregory William doğrulup bana gülümsedi. "Önce üzerine oturmayı, yürütmeyi, eşkin sürmeyi ve koşturmayı öğrenmen gerek. Ondan sonra ancak mızrak dövüşü ve engelli koşu yapabilirsin." "Bana öğretir misin?" dedi Catherine. "Öğretirsin, değil mi? Bütün yaz bizimle burada kal ve bize ata binmeyi öğret, olmaz mı?" William arsızca zafer dolu bir gülümseme takındı. "Seve seve. Anneniz izin verirse tabii." Anında iki çocuğum da bana döndü. "Ne olur izin ver anne!" diye yalvardı Catherine. "Lütfen!" diye bastırdı Henry. "Ata binmeyi size ben de öğretebilirim," diye itiraz ettim. "Ama mızrak dövüşü öğretemezsin!" diye haykırdı Henry. "Ayrıca sen hep atına yan biniyorsun. Benim düz binmeyi öğrenmem lazım. Değil mi, bayım? Düz binmem lazım çünkü ben erkeğim ve büyüyüp adam olacağım." William oğlumun yukarı aşağı oynayan başının tepesinden bana baktı. "Ne diyorsunuz, Leydi Carey? Yazın burada kalıp oğlunuza ata düz binmeyi öğretebilir miyim?" Ne kadar eğlendiğimi görmesine izin vermedim. "Tamam o zaman. Evdekilere istiyorsan sana bir oda hazırlamalarını söyleyebilirsin." Her sabah William Stafford ve ben saatlerce yürürken çocuklar da atlarının üzerinde bize eşlik etti. Akşam yemeğinden sonra atlara uzun yularlar bağlayarak çocuklar üzerlerinde minik birer kene gibi hayvanlara yapışmış haldeyken onları yürüttük, eşkin sürdük ve daire çizdirerek koşturduk. BOLEYN KIZI ¦ 455 William çocuklara karşı inanılmaz sabırlıydı. Her gün onlara biraz daha fazla şey öğretiyor ama kanımca işi olabildiğince uzatmaya çalışıyordu. Çocukların bu yaz sonu kendi kendilerine ata binmeyi becerebilmesini istiyordu ama daha öncesinde değil. "Kalaca