Test Drive | Page 156

"Kralın senden başka kimseyi sevemez mi? Yıllarca onu koruyan ve bir baba gibi yönlendiren bir adamı bile sevmeye izni yok mu?" "Hayır, benden başka kimseyi sevemez." Şaşırdım. "Sonunda onu arzulamaya mı başladın?" Yüzüme bir kahkaha patlattı. "Hayır. Ama kralın benden ve güvendiklerimden başka kimseyle görüşmesine ya da konuşmasına izin veremem. Kime güvenebilirim?" Başımı iki yana salladım. "Sana, belki. George'a daima. Babama, çoğunlukla. Anneme, bazen. Howard Dayıma, ona uyduğu zamanlarda. Katherine'i görmeye giden yengeme, asla. Belki Suffolk Düküne ama bu kadar yükseldiğimi görmeye tahammül edemeyen karısı Mary Tudor'a hayır. Başka kimse var mı? Hayır. Bu kadar. Belki bazı erkeklerin kalpleri bana karşı yumuşaktır. Kuzenim Francis Bıyan, belki George'la olan dostluğu nedeniyle Francis Weston. Sör Thomas Wyatt hâlâ benden hoşlanıyor." Sessizce işaret parmağını yukarı kaldırdı ve ikimiz de Henry Percy'yi düşünüyorduk, ta Northumberland'da, kararlılıkla saraya adım atmayan, mutsuzluktan yataklara düşen, karşı çıkmasına rağmen evlendirildiği karısıyla Tanrının unuttuğu bir yerde yaşayan Henry Percy'yi. "On," dedi alçak sesle. "Zevkle düşüşümü izlemeyi bekleyen bütün dünyaya karşılık iyiliğimi isteyen on kişi." "Ama kardinal şu anda senin için hiçbir şey yapamaz. Bütün nüfuzunu kaybetti." BOLEYN KIZI ¦ 423 "O zaman onu yok etmenin tam zamanı demektir. Artık bütün nüfuzunu kaybettiğine, yaşlı ve, yenik bir adam olduğuna göre tam zamanı." Görünüşte entrikanın altında Suffolk Düküyle Howard Dayımın imzası vardı ama her şeyiyle Anne kokuyordu. Dayım kanıt olarak Wolsey'den Papa'ya yazılmış'bir mektup verdi ve eski dostunu yüksek makama geri almaya hazırlanan Henry bir kez daha Wolsey'e cephe alıp tutuklanmasını emretti. Onu tutuklamaya gönderilen lordu Anne seçti. Bu An-ne'in ona aptal kız ve sonradan görme diye hitap eden adama son jestiydi. Northumberlandlı Henry Percy York'a, Wolsey'nin yanına gidip ona ihanetle suçlandığını, Londra'ya uzun bir yolculuk yapmak zorunda olduğunu ve şimdi krala ait olan o eski harika sarayında Hamton Court'ta kalamayacağını, Whitehall olarak adlandırılan ve artık An-ne'e ait olan Londra'daki güzel evinde, York Palace'da da kalamayacağını, onun yerine vatan haini gibi kuleye kapatılıp kendisinden öncekiler gibi yargılanmayı bekleyip ardından darağacına gideceğ