oğullarını verir vermez açıktan açığa metres tutmuştu. Yengem çocuk yuvasının
çamaşırcısından öte bir şey olmadığını ve bugüne kadar sadece kirli çarşaflarda yattıkları
zamanlarda çiftleşebildiklerini söylerdi. Birbirlerine karşı duydukları nefret sarayın bitmez
tükenmez hikâyeleri arasındaydı ve kraliyet törenlerinde halkın önüne yan yana çıkıp
birlikteliklerini sergilemeleri gerektiğinde dayımın yengemi önüne katısını seyretmek tiyatro
oyunu seyretmekle eşti. Yengemi parmaklarının ucuyla tutar, yengem-se dayımın pantolonu ve
çorapları pislikten leş gibi koku-yormuşçasına başını öte tarafa çevirirdi.
"Tanrı herkese kadınıyla sana sunduğu gibi bir mutluluk sunmuyor," dedi babam.
Dayım şaşkın şaşkın göz ucuyla babama baktı. O kadar uzun zamandır ailenin reisiydi ki,
itaatsizliğe alışkın değildi. Ama babam artık konttu ve tam o anda okunu hedefin tam ortasına
savuran kızı yakın zamanda krali