"Ama itaatkâr bir hasta olman ve söylediklerimin hepsini yerine getirmen gerek," diye uyardı
beni.
"Getireceğim.'' Gözlerimi parmaklanma diktim. Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Havalarda uçuyordum, hem de hayal bile edemeyeceğim kadar yüksekte.
"Gerekirse hiç çıkmadan günlerce yatakta kalmanı emredebilirim," dedi fısıldar gibi.
BOLEYN KIZI ¦ 25
Göz ucuyla bana bakan gözlerine baktım, kızardığımı hissettim ve sessizliğe karşı bir şeyler
kekeledim. Müzik aniden durmuştu. "Tekrar çalın!" dedi annem. Kraliçe Katilerine, kralın
nerede olduğunu görmek için etrafına bakındı ve yanımda oturduğunu fark etti. "Dans edelim
mi?" dedi.
Bu bir emirdi. Anne ve Henry Percy grupta yerlerini aldı, müzisyenler çalmaya başladı. Ayağa
kalktım, Henry karısının yanına oturup bizi seyretmeye gitti. Eşim George'du.
"Kafanı kaldır," diye yapıştırdı elimi tutarken. "Ürkek görünüyorsun."
"Kraliçe beni seyrediyor," diye fısıldadım.
"Tabii ki. Asıl kral seni seyrediyor. Ve hepsinden önemlisi Babamla Howard Dayı seni
seyrediyor ve senden yükselişe geçmiş genç bir kadın gibi davranmanı bekliyorlar. Yüksel,
Bayan Carey ve hepimizi yükselt."
Bu lafa başımı kaldırdım ve sanki çok rahatmışırn gibi kaygısız bir tavırla ağabeyime
gülümsedim. Elimden geldiğince zarif dans ettim, ağabeyimin ellerinde kendimi geriye attım,
döndüm, kıvrıldım. Başımı kaldırıp kralla kraliçeye baktığımda ikisi de beni sey rediyordu.
Howard Dayımın Londra'daki kocaman evinde bir aile toplantısı düzenlediler. Koyu ciltli
kitapların sokaktan gelen sesleri engellediği kütüphanesinde toplandık. Ilowardlar'in özel
üniformasını giymiş iki adam, herhangi bir kesinti olmasını engellemek ve kimsenin durup
kulak misafiri olmadığından emin olmak için kapının önünde bekliyordu. Ho-wardlar dışında
kimse yanımıza yaklaşamazdı.
Toplantının nedeni ve konusu bendim. Olayların etrafında döndüğü insan ben olacaktım. Lehte
oynanması gereken
26 " Philippa Gregory
Boleyn piyonu bendim. Her şey benim üzerime odaklanmıştı. Kendi önemimi hissettiğimde
nabzım daha kuvvetli atıyordu ama bir yandan da umutlarını boşa çıkarmaktan korkuyordum.
"Doğurgan mı?" diye sordu dayım anneme. "Düzenli adet görüyor ve sağlıklı bir kız." Dayım
başıyla onayladı. "Kral kızı alır da, kız da piçine hamile kalırsa o zaman üzerine oynayacak çok
şeyimiz olur." Neredeyse dehşetle dinlerken paltosunun kolundaki tüylerin tahta masaya
sürtündüğünü, arkasındaki ateşin alevlerinin ışığında paltonun zenginliğinin iyice göze
çarptığını fark ettim. "Artık Carey'nin yatağında uyuyamaz. Kral onu beğendiği sürece evlilik
bir kenarda beklemelidir."
Hafifçe nefesimi tuttum. Böyle bir şeyi birinin kocama söyleyebileceğini düşünemiyordum.
Ayrıca hep birlikte olacağımıza, evliliğin çocuk yapmak için olduğuna, bizi Tan-rı'nın bir araya
getirdiğine ve kimsenin ayıramayacağına dair yemin etmiştik.
"Ben..." diye başladım.
Anne elbisemi çekiştirdi. "Şşşt," diye tısladı. Fransız başlığındaki inciler komplocular gibi bana
göz kırptı. "Çareyle ben konuşurum," dedi babam. George elimi tuttu. "Hamile kalırsan kralın
bebeğin başkasının değil, sadece onun olduğunu bilmesi gerekiyor." "Onun metresi olamam,"
diye fısıldadım. "Başka şansın yok." Başını iki yana salladı. "Yapamam," dedim yüksek sesle.
Ağabeyimin güven veren eline kuvvetle yapıştım ve koyu renkli uzun tahta masada oturan
dayıma, kartal gibi hiçbir şeyi kaçırmayan o kara gözlere baktım. "Efendim, özür dilerim. Ama
kraliçeyi seviyorum. Harika bir kadın ve ona ihanet edemem. Tanrının
BOLEYN KIZI ¦ 27
önünde kocama sadık kalacağıma söz verdim ve tabii ki onu aldatmamalıyım, değil mi? Kral
kraldır, biliyorum ama bunu benden isteyemezsiniz. Değil mi? Efendim, bunu
yapamayacağım."
Dayım cevap vermedi. Öyle güçlüydü ki, cevap vermeye tenezzül bile etmedi. "Bu narin
vicdanla ne yapayım şimdi ben?" diye sordu masanın üzerindeki boşluğa.
"Bana bırakın," dedi Anne. "Maryye ben izah edebilirim."
"Eğitim vermek için çok gençsin."
Anne, adamın bakışlarına kendine has o suskun güveniyle karşılık verdi. "Dünyanın en
revaçtaki sarayında yetiştim," eledi. "Asla boş durmadım. Her şeyi gözledim. Görülebilecek her