karlı buzulun altındaki elbiseyi ve tahta mezar tabelalarının üzerinde, siyah yüksek kayaların altında esen rüzgârı düĢündü. Titredi.
"Burada üĢüyoruz," dedi Gore. "Biraz uyumamız gerek. Er Pilkington, çadır
direklerinin altlıklarını bul, Best ve Ferrier'e çadırı tekrar kurmalarında yardımcı ol.
"Emredersiniz, komutanım."
Ġki kiĢi çadır direklerini ve altlıkları ararken Morfin çadır bezini açtı. Çadır, dolu
taneciklerinin saldırısına öylesine maruz kalmıĢtı ki yırtık bir bayrağa benziyordu.
"Aman Tanrım," dedi Des Voeux.
"Uyku tulumları sırılsıklam," dedi Morfin. "Çadırın içi de öyle." Gore iç çekti.
Pilkington ve Best ellerinde kömürleĢmiĢ, bükülmüĢ tahta ve demir parçalarıyla geri
geldiler.
"Direklere yıldırım düĢmüĢ, Teğmenim," dedi deniz eri. "AnlaĢılan demir yıldırımı
çekmiĢ, komutanım. Artık bir direk iĢlevi göremez."
Gore baĢıyla onaylamakla yetindi. "Kızakta hâlâ baltalarımız var. Bunları kırın ve
fazladan tüfekle beraber çadır direği olarak kullanın. Gerekirse, bunları yere yapıĢtırmak
için buz eritin."
"Ocak parçalanmıĢ," diye hatırlattı Fenier. "Bir süre buz eritemeyeceğiz."
"Kızakta iki ocağımız daha var," dedi Gore. "Ayrıca ĢiĢelerimizde içme suyumuz da
var. ġu anda donmuĢ durumdalar ama erimeleri için birkaç tanesinin elbiselerinizin içine
koyun. Kısa süre sonra eriyeceklerdir. Bay Best?"
"Emredin komutanım," dedi genç ve tıknaz denizci. Esneme-meye çalıĢıyordu.
"Çadırı elinden geldiğince iyi temizle. Bıçağını al ve uyku tulumlarının dikiĢlerini kes.
Bunları hem altımıza hem üstümüze serip battaniye olarak kullanacağız. Ayrıca
ısınabilmek için hep beraber yatacağız. Mutlaka uyumamız gerek."
Goodsir, Hartnell'in bilincinin yerine gelip gelmediğini kontrol etti ama genç adamın
bir cesetten farkı yoktu. Cerrah, adamın hâlâ yaĢayıp yaĢamadığını kontrol etmek için
nefes aldığından emin olması gerekti.
"Sabahleyin geri dönecek miyiz, komutanım?" diye sordu John Morfin. "Mesajı
tepeciğe bıraktıktan sonra gemiye dönecek miyiz? Yeterli yemeğimiz kalmadığı için
soruyorum."
Gore gülümsedi ve baĢını iki yana salladı. "Ġki günlük oruç bizi öldürmez. Ama
Hartnell kötü durumda olduğu için onu kızağa koyacağız, dört kiĢi de onunla birlikte
gidecek. Orada elinizden geldiği kadarıyla bir kamp yaparsınız. Ben de yanıma bir adam
alıp Sör John'un emirlerini gerçekleĢtirmek için güneye gideceğim. Ġkinci mesajı da
bırakmam gerekecek ama bundan daha önemlisi güney tarafında açık deniz olup
olmadığını öğrenmek. Eğer bunu yapmazsak bu yolculuğa boĢuna çıkmıĢ olacağız."
"Ben sizinle gelmeye gönüllüyüm, Teğmen Gore," dedi Goodsir. Bunu nasıl
söylediğine inanamadı. Bir Ģekilde Teğmen Gore'un gözüne girmek onun için önemliydi.