yapılmıĢtı. Bu noktada izler bir adamın ayak izlerine benziyordu. Tabii insan kolu
uzunluğunda ayakları olan ve her adımının arasında neredeyse iki metre mesafe kateden,
ayak izi yerine pençe izi bırakabilen bir insan olabilirse.
Goodsir un saatler önce dizlerinin üstüne çöktüğü, rüzgârlı ve kayalıklı alana
geldiler. Dolu taneleri burada sayısız küçük parçaya bölünmüĢtü. Ġzler burada
kayboluyordu.
"Dağılın," dedi Gore. Hâlâ kolunun altında silahını tutuyor, sanki Essex'teki aile
malikânesinde yürüyordu. Her bir adamı parmağıyla iĢaret ederek durmalarını istediği yeri
gösterdi. Bu kayalıklı boĢluk bir kriket sahasından daha büyük değildi.
Bu bölgenin terk edildiğine iĢaret eden bir ayak izi yoktu. Adamlar birkaç dakika ileri
geri yürüdüler ve her tarafı iyice araĢtırdılar. Kayaların ötesindeki taze karı ayak izleriyle
bozmak istemiyorlardı. Neredeyse mükemmel bir çember oluĢturmuĢlardı. Kayalık
bölgeden dıĢarı giden bir ayak izi yoktu.
"Teğmen..," dedi Best.
"Bir saniye susun," dedi Gore keskin ama kibar bir biçimde. "DüĢünüyorum." ġimdi
hareket eden tek adam oydu. Adamların yanından geçiyor, karlı buzu, dolu tanelerini
inceliyordu; kendisine yapılan Ģakayı çözmeye çalıĢan bir öğrenci gibiydi. Fırtına doğuya
ilerledikçe aydınlık artıyordu. Saat neredeyse sabahın ikisiydi. Kayaların arkasındaki kar
ve dolu tabakasına dokunulmamıĢtı.
"Teğmen," diye ısrar etti Best. "Tom Hartnell."
"Ne olmuĢ ona?" diye sertçe sordu Gore. Alanda üçüncü turunu atıyordu.
"Burada değil. Az önce fark ettim. Çadırdan çıktığımızdan beri bizimle değil."
Goodsir de herkes gibi aynı anda kafasını o yana doğru çevirdi. Üç yüz metre
arkalarında bulunan alçak basınç sırtı, yıkılmıĢ çadır ve kızaklarını görmelerini
engelliyordu. Bu beyaz ve gri boĢlukta hiçbir Ģey hareket etmiyordu.
Hepsi bir anda koĢmaya baĢladılar.
Hartnell hayattaydı ama bilinci kayıp bir halde çadır bezinin altında yatıyordu.
BaĢının yanında büyük bir Ģerit vardı -kalın bez dolu taneleri yüzünden yer yer yırtılmıĢtıve sol kulağı kanıyordu ama Goodsir adamın nabzının zayıf da olsa attığını fark etti.
Bilincini yitirmiĢ adamı çadırın içinden çıkardılar, uyku tulumuna yatırdılar, ellerinden
geldiğinde adamı sıcak ve rahat tutmaya çalıĢtılar. Karanlık bulutlar yine ortaya çıktı.
"Ne kadar ciddi?" diye sordu Teğmen Gore.
Goodsir baĢını iki yana salladı. "Uyanıncaya kadar bunu bilemeyeceğiz... tabii
uyanırsa. Bunun sadece bir kiĢinin baĢına gelmesi beni ĢaĢırttı. Ġnanılmaz bir doluydu.
Gore baĢıyla onayladı. "Geçen yıl kardeĢi John'un ölümünden sonra Tommy'yi
kaybedersek buna çok üzülürüm. Ailesi bu kadarına dayanamaz."
Goodsir, John Hartnell'i üzerinde kardeĢi Thomas'ın en iyi elbisesiyle beraber
gömmeye hazırlanıĢlarını hatırladı. Yüzlerce kilometre uzaklarındaki donmuĢ toprağın ve