gemisini terk etmeleri gerektiğini düĢünmesiydi. Crozier bir kaptan için gemisini terk
etmekten daha zor bir Ģey olmadığını biliyordu. Bu, özellikle Donanma için çok daha
geçerliydi. Ve Erebus, Sör John Franklin'in komutası altında olduğu sırada bile aslında
geminin gerçek kaptanı James Fitzjames'ti.
"Artık çok geç." Crozier acı çekiyor. Bu oda dıĢarıya doğru çıkıntılı bölmeleri ve
ıĢıklandırma sistemine sahip olduğu için diğerlerine göre daha soğuk - iki adam birbirlerinin
nefeslerinden çıkan buharı görebiliyorlar. Ama yine de dıĢarıya göre on beĢ yirmi derece
daha sıcak. Crozier'ın ayaklan, özellikle de ayak parmakları sanki kızgın iğneler
batıyormuĢçasına zonkluyor.
"Evet," diye onaylıyor Fitzjames. "Ama ağustos ayında erzak ve malzemeleri
kızaklarla Kral Wiliam Adası'na göndermekle akıllıca bir iĢ yaptın."
"Eğer orada hayatta kalmak için kamp yapmak zorunda kalırsak, götürdüklerimiz
ihtiyaçlarımızın yarısını bile karĢılamayacak," diyor Crozier kabaca. KıĢın gemileri aniden
terk etmek zorunda kalma ihtimaline karĢı, yaklaĢık iki ton ağırlığında elbise, çadır, hayatta
kalmak için gerekli malzeme ve konserve yiyeceğin gemilerden çıkartılıp adanın kuzeybatı
kıyılarında depolanması için emir vermiĢti. Ama erzakın ve malzemelerin kızaklarla
taĢınması komik derecede yavaĢ ve son derece tehlikeli olmuĢtu. Haftalar boyunca büyük
bir çabayla ancak yaklaĢık bir tonluk malzeme taĢıyabilmiĢlerdi - bu malzeme de çadırlar,
fazladan elbiseler, aletler ve birkaç hafta yetecek konserve yemekten ibaretti. Hepsi
buydu.
"Buzda gezen o Ģey bize rahat vermez," diye ekliyor yumuĢak bir ses tonuyla. "Eylül
ayında çadırlarımıza yerleĢebilirdik -iki düzine büyük çadırı kurmaya elveriĢli bir zemin
hazırlatmıĢtım- ama kamp yerinde gemide olduğu gibi iyi koyamamayız."
"Haklısın," diyor Fitzjames.
"Umarım gemiler bu kıĢ dayanır."
"Umarım," diye onaylıyor Fitzjames. "Duydun mu Francis, her iki gemideki tayfalar
da bu yaratığa Terör adını veriyorlarmıĢ?"
"Hayır!" Crozier alınıyor. ġaka için bile olsa gemisinin adım böylesine kötü bir Ģeyle
bir tutulmasını istemiyor. Ama Üsteğmen James Fitzjames'in ela-yeĢil gözlerine bakıyor ve
adamın ciddi olduğunu, bunu söyleyenlerin de ciddi olduğunu fark ediyor. "Terör," diyor
Crozier ve ağzına ekĢimsi bir tat geliyor.
"Onun bir hayvan olmadığını düĢünüyorlar," diyor Fitzjames. "Kurnaz oluĢunun
baĢka bir Ģeyden, doğaüstü bir Ģeyden kaynaklandığını düĢünüyorlar... buzda, karanlıkta
dolaĢanın bir Ģeytan olduğunu inanıyorlar."
Crozier öylesine tiksiniyor ki tükürmek istiyor. "ġeytanmıĢ," diyor nefretle. "Bunlar
zaten hayaletlere, perilere, cadılara, deniz kızlarına, lanetlere ve deniz canavarlarına
inanan adamlar."
"Ama ben de seni rüzgârı çağırmak için yelkenleri tırmalarken görmüĢtüm," diyor
Fitzjames bir gülümsemeyle.