Test Drive | Page 84

11 CROZIER “DonmuĢsun Francis," dedi Üsteğmen Fitzjames. "Gel, kıç tarafındaki Toplantı Odası'nda sana brendi ikram edeyim." Crozier viskiyi tercih ederdi ama brendiye de razıydı. Erebus'un kaptanını uzun, dar koridor boyunca izledi; bir zamanlar Kaptan Sör John Franklin'in kiĢisel kamarası olarak kullandığı ve Ģimdi Terörün Büyük Odası'na denk odaya geldiler. Burası bir kütüphane, subayların görev zamanlarının dıĢında kullandıkları toplanma yeri ve gerektiğinde toplantı salonu iĢlevi görüyordu. Crozier, Sör John'un ölümünden sonra Fitzjames'in kendi kamarasını değiĢtirmemesini ve bu odayı küçük tadilatlarla her subayın kullanabileceği bir odaya ve bazen de ameliyat yapmak için revire dönüĢtürmesini olumlu buluyordu. Büyük Oda'dan gelen ıĢık dıĢında koridor tamamen karanlık; bu geminin güvertesi Terör'ünkinin tam tersi yönde eğimli. Pruvaya doğru değil sancak tarafına, güverteye doğru. Crozier, iki geminin de tasarım açısından birbiriyle aynı olmasına rağmen, iki gemi arasında farklar bulunduğunu da hissediyor. Erebus bir biçimde Terörden daha farklı kokuyor - her iki gemide de bukınan fener yağı, adamlardan ve elbiselerinden gelen kirli koku, yemek kokusu, kömür, çöp, çiĢ ve adamların nefes kokusunun dıĢında bu gemide baĢka bir koku var. Korku ve umutsuzluğun kokusu. Toplantı Odasında iki subay Teğmen Le Visconte ve Teğmen Fairholm pipo içiyor. Ama hemen ayağa kalkıp iki kaptana selam verip odadan çıkıyor, kayarak açılan kapıyı kapatıyorlar. Fitzjames, ağır bir çekmecenin kilidini açıyor ve bir ĢiĢe brendi çıkarıyor, bunu Sör John'un kristal su bardaklarından birine fazlaca koyuyor, kendisine ise ço k daha azını koyuyor. Bu odada pek çok porselen ve kristal bardak olmasına rağmen hiç içki kadehi yok. Franklin ağzına içki koymayan bir sofuydu. Crozier kadeh tokuĢturmuyor. Üç yudumda brendisini bitiriyor ve Fitzjames'in içkisini tazelemesine izin veriyor. "Bu kadar çabuk yanıt verdiğin için teĢekkür ederim," diyor Fitzjames. "Mesajıma yine mesajla yanıt vermeni bekliyordum, bizzat gelmeni değil." Crozier kaĢlarını çatıyor. "Mesaj mı? Bir haftadır senden mesaj almadım, James." Fitzjames'in bakıĢları kilitleniyor. "Bu akĢam mesaj göndermiĢtim. Almadın mı? Bundan beĢ saat önce er Reed'i senin gemine yollamıĢtım. Orada geceleyeceğini sanıyordum." Crozier baĢını hafifle iki yana sallıyor. "Allah kahretsin," diyor Fitzjames.