Test Drive | Page 81

Gün ıĢığı insanı delirtiyordu. Gece yarısında hava kararır gibi oldu ama gökyüzündeki aydınlık yaz ortasında Londra'da saat sekiz sularındaki loĢ aydınlıkla karĢılaĢtırılabilirdi ve Goodsir bir türlü uyuyamıyordu. O anda hayatında hiçbir zaman olmadığı kadar yorgun olmasına rağmen uyumayı beceremedi. Uyumasını engelleyen bir baĢka etkenin de bütün gün çabaladıktan sonra vücudunda hissettiği ağrılar olduğunu fark etti. KeĢke yanımda biraz afyon getirmiĢ olsaydım diye düĢündü. Azıcık afyon acılarını hafifletip uyumasını sağlayabilirdi. UyuĢturucu bulundurma yetkisi bulunan baz cerrahların aksine Goodsir, bir bağımlı değildi. Sadece uyumak ve belli bir konu üzerine konsantre olmak için afyon kullanırdı. Haftada ya da iki haftada bir defadan fazla kullanmazdı. Ve hava soğuktu. Isıttıkları konserve çorba ve domuzu yedikten sonra buz yığını arasından geçip iĢemek için yalnız kaldı. Bunu ilk kez dıĢarıda yaptığını ve çabuk hareket etmesi gerektiğini, aksi takdirde nazik bölgelerinin donabileceğini fark etti. Goodsir, ikiye bir metre büyüklüğündeki kurt derisi battaniyesinin üzerine yerleĢti, uyku tulumunu açtı ve tulumun içine kıvrıldı. Ama yeterince ısınamadı. Des Voeux botlarını çıkarıp yanında getirdiği çantaya koymasını, aksi takdirde deri botların kaskatı donacağını söyledi ona. Bir defasında, donup küçülen botu yüzünden tabana çakılan çivi az kalsın ayağına batacaktı. Tayfalardan hiçbiri elbiselerini çıkarmamıĢtı. Goodsir, o gün ilk kez giydiği pamuklu elbiselerin bütün gün harcadığı efor nedeniyle terden sırılsıklam olduğunu fark etti. Bitmeyen bütün gün boyunca harcadığı çabanın teriydi bu. Gece yansına doğru bir ara, günıĢığı alacakaranlığa çalmaya baĢladı ve birkaç yıldızı görmek mümkün oldu. Goodsir iki yıl önce çıktıkları buzdağının tepesine kurdukları gözlemevinden gezegenlerin de görülebildiğini biliyordu. Alacakaranlığa yaklaĢmasına rağmen gün ıĢığı hiç kaybolmadı. Soğuk da öyle. Artık hareket etmediği ve bir çaba göstermediği için, Goodsir un zayıf vücudu uyku tulumunun fazla geniĢ açıklığından gelen soğuğa karĢı savunmasızdı. Soğuk, Goodsir un üstünde yattığı kurt derisi battaniyeden geçip "Hudson Bay" battaniyelerine soğukkanlı bir katil gibi sokuluyordu. Goodsir titremeye baĢladı. DiĢleri birbirine vuruyordu. Çevresinde uyuyan dört adam -diğer ikisi nöbet tutuyorlardı-öylesine yüksek sesle horluyorlardı ki, Goodsir kilometreler ötede, kuzeybatılarında, sayısız buz bacasının arkasında bulunan -aman Tanrım, geri dönerken onca yolu tekrar geçmemiz gerekecekgemilerdeki tayfaların bu horultuları duyup duymadığını merak etti. Goodsir titriyordu. Böyle giderse sabaha sağ kalamayacağını biliyordu. Onu dıĢından dürtecekler ve donmuĢ, kıvrılmıĢ bir halde yatan battaniyeye sarılı bir ceset göreceklerdi. Battaniyelerden diktikleri uyku tulumuna elinden geldiğince sokuldu, tulumun buz tutmuĢ fermuarını sonuna kadar çekti; kendi ter kokusunu dıĢarıdaki soğuğa tercih ediyordu. Bu sinsi ıĢığa ve bu sinsi soğuğa, Goodsir'ün deyiĢiyle ölüm soğuğuna, Beechey Adası'ndaki mezarların ve onların üzerinde yükselen siyah kayaların soğuğuna ek olarak