savuruyor; Gore ya da Des Voeux onlara susmalarını emrediyordu. Her Ģey on kez
yerinden sökülüp tekrar yerine yerleĢtiriliyordu.
Son olarak, yüklerin yarısı hâlâ üzerindeyken kızağı çıkarmak zorundaydılar. Kızağı
yukarı çıkarırken buzdaki aĢırı çıkıntıları yerinden koparmak, bazen kızağı bir yere
bağlamak, en uygun açıyı bulmak ve aynı zaman daima yukarı doğru çekmek gerekiyordu.
Basınç sırtının en tepesindeki adam için bile bir an dinlenme Ģansı bile yoktu çünkü bir
anlık gevĢeklik sekiz kat üst üste giydikleri elbiselerinin altındaki vücutlarındaki terin
donması anlamına geliyordu.
Büyük güçlüklerle kızağı basınç sırtının tepesine çıkardıktan sonra, birkaç adam -ki
bunlar genellikle iri yapılı deniz eri Bili Pilkington, Morfin ve Ferrier oluyordu- kızağı aĢağı
indirmek için diğer tarafa geçiyor, bu sırada diğerleri derinlerinden gelen bağırıĢ, zorlanma
sesleri ve küfürlerle kızağı aĢağı doğru itiyorlardı.
Sonra kızağı dikkatle yeniden toplamak, yükleri bağladıkları iplerin sağlamlığını
kontrol etmek, kızakların ayaklarının buz tutmasını engellemek için su kaynatmak, basınç
sırtının diğer tarafındaki engelleri aĢarak ilerlemek zorundaydılar.
Yarım saat sonra karĢılarına baĢka bir basınç sırtı çıkacaktı.
Buzda geçirdikleri ilk gece Harry S. S. Goodsir için korkunç, unutulmaz bir anıydı.
Cerrah, daha önce hiç kamp yapmamıĢtı ama Graham Gore'un buzda yapılan her
iĢin normalde yapılandan beĢ kat uzun sürdüğünü gülerek söylerken haklı olduğunu
anlamıĢtı: malzemeleri yerinden çıka rmak, ocakları ve fenerleri yakmak, kahverengi Hollanda çadırını kurmak, çadırın iplerini tutan çivilerin sağlamlığını kontrol etmek,
battaniyeleri ve uyku tulumlarını açmak ve özellikle konserve çorba ve domuz etini ısıtmak
çok fazla zaman alıyordu.
Bütün bunları yaparken sürekli hareket etmek -kolları sallamak, zıplamakgerekiyordu. Aksi halde vücutlarının belli bölgeleri donabilirdi.
Bay Des Voeux; Goodsir'e, bu boylamda, güneĢli bir Haziran gününde, örneğin
güney yönündeki Beechey Adası'nda bulundukları sırada olduğu gibi, buzların kırıldığı bir
önceki yaz hava sıcaklığının sıfır dereceye kadar çıkabileceğini hatırlattı. Ama bu yaz
böyle olmadı. Teğmen Gore saat onda, güneĢ hâlâ güney uf-kundayken ve gökyüzü
oldukça parlakken kamp yaptıkları bu saatte, havanın sıcaklığını eksi on sekiz derece
olarak tespit etmiĢti. Gün ortasındaki çay ve çörek molasında sıcaklık eksi on dört
dereceye çıkmıĢtı.
Hollanda çadırı küçüktü. Bir fırtına çıkması durumunda bu çadır hayatlarını
kurtarabilirdi ama buzda geçirdikleri bu ilk gece hava açıktı ve neredeyse hiç rüzgâr yoktu.
Bu yüzden Des Voeux ve diğer beĢ denizci dıĢarıda, kurt derisi battaniye ve muĢambalar
üzerinde uyumaya karar verdiler. Onları soğuktan koruyan tek Ģey Hudson Bay ġirketinin
ürettiği uyku tulumlarıydı. Eğer hava kötüleĢirse çok kalabalık olmak pahasına çadıra
geçeceklerdi. Bir süre kararsız kalan Goodsir, Teğmen Gore çok nazik ve iyi bir adam
olmasına rağmen onunla beraber çadırda değil, diğer adamlarla dıĢarıda uyumayı tercih
etti.