Test Drive | Page 78

10 GOODSIR Doktor Harry D. S. Goodsir, kızak takımına tıpkı diğer tayfalar gibi güçlü ve cesur olduğunu kanıtlamak için katılmak istemiĢti. Kısa süre içinde öyle olmadığını fark etti. Yolculuğun ilk günü, Teğmen Gore ve Bay Des Voeux'nun sessiz itirazlarına rağmen, kızağı çekmek, kızağı çeken beĢ kiĢiden birini dinlendirmek istemiĢti. Goodsir neredeyse baĢaramayacaktı. Yelkencilerin ve malzemecilerin yaptığı kızağın koĢum takımları deri ve pamuktandı. Bu koĢum takımları, denizcilerin bir saniye içinde bağlayıp çözebildikleri ama Goodsir'ün bir türlü çözemediği düğümlerle kızağa bağlıydı. Goodsir'ün dar omuzları ve içeri doğru çökmüĢ göğsü için fazla büyüktü. KoĢum takımlarını bütün gücüyle kavrasa bile hemen elinden kayıyordu. Ayrıca Goodsir, kızağı çekerken sık sık kayıyor, yere düĢüyor, diğer adamların durup, nefes nefese kendisini kaldırmaya mecbur bırakıyordu. Buz için özellikle üretilmiĢ botları giymeye alıĢkın değildi ve tabanlarındaki çiviler yere fazla çakılınca kendi etrafında dönmeye baĢlıyordu. Ağır güneĢ gözlüğünü takmak ona zor geliyor ama gözlüğü çıkardığı zaman, buza düĢen kutup güneĢi yüzünden birkaç dakika içinde görme yeteneğinin yarısını kaybediyordu. Üzerine çok fazla, kat kat elbise giyiyor, bu yüzden de terliyor, terleyince de harcadığı olağanüstü enerjiye rağmen titreyerek üĢüyordu. Kızak sinirlerini yıpratıyor, ince kollarına ve soğuk ellerine yeterince kan pompalanmasını engelliyordu. Ġkide bir eldivenleri yere düĢüyordu. Öylesine soluk soluğa kalıyor, öylesine oflayıp pufluyor-du ki etrafındakilerden utanıyordu. Bu komik sahne baĢladıktan bir saat sonra, kızağı çeken diğer dört kiĢi, Bobby Ferrier, Tommy Hartnell, John Morfin ve Deniz Eri Bili Pilkington -normalde kızağı çekmesi gereken beĢinci kiĢi Charles Best yan tarafta yürüyordu- durup Goodsir'ün paltosundaki karları temizlemeye baĢladılar. Birbirlerine bakıyor, hiçbir Ģey söylemiyor ama gözleriyle Goodsir un kendilerine ayak uyduramadığını anlatıyorlardı. Goodsir, önce Best'in kendisine yardım etme teklifini kabul etti, sonra, verdikleri kısa bir molada, buzda donup kalacak gibi duran kızağı bu iĢi yapabilecek gerçek erkeklere bıraktı. Goodsir tükenmiĢti. Daha buzda geçirdikleri ilk günün sabahı olmasına rağmen, bu bir saatlik iĢkence onu öylesine yormuĢtu ki büyük bir memnuniyetle, uyku tulumunu yere serdiği kurt derisi battaniyenin üzerine açıp ertesi güne kadar uyuyabilirdi. Ve bütün bunlar daha henüz ilk gerçek basınç sırtına varmadıkları bir zamanda oluyordu. Geminin birkaç kilometre kadar ötesindeki basınç sırtları, bu bölgedeki en alçak basınç sırtlarıydı. Sanki Terör gemisi basınç sırtlarını kendi bölgesinden uzaklaĢtırmıĢ, buzu düzleĢtirmiĢti. Ama bu ilk günün öğle vakti geldiğinde gerçek basınç sırtları ortaya çıkmaya, yollarını kesmeye baĢlamıĢtı. Bunlar, kıĢ boyunca iki geminin arasında kalanlara göre daha uzundu; sanki Kral William Adası'na yaklaĢtıkça buzun altındaki baskı artıyordu. KarĢılarına çıkan ilk üç basınç sırtını Gore'un direktifleriyle büyük bir zorluk yaĢamadan geçtiler; buzlar arasındaki alçak bölgeleri, oyukları bularak ilerliyorlardı. Bu