Crozier bu teklifi geri çeviriyor. "Üsteğmen Fitzjames ile konuĢmam gerekiyor.
Edward, ben dıĢarıdayken diğer gemiden herhangi bir haberci geldi mi?"
"Hayır, komutanım," diyor Teğmen Little
"Lütfen yemek yiyin, komutanım," diye ısrar ediyor Jopson. Bir yardımcı için fazla iri
bir adam. Komutanından bir Ģey rica ederken sesi yalvarmaktan çok homurtuya yaklaĢıyor.
Crozier reddediyor. "Bana iki çörek sar, Thomas. Erebus'a giderken onları yerim."
Jopson bu aptalca karardan duyduğu memnuniyetsizliği gösteriyor ama büyük
fırınının baĢında çalıĢan Bay Diggle'ın yanına aceleyle gidiyor. ġu anda, yemek saatinde,
orta güverte her zaman olduğundan daha sıcak. Isı dön dereceye kadar çıkıyor. Bugünlerde ısınmak için fazla kömür yakmaya gerek kalmıyor.
"Yanınızda kaç kiĢi gelsin YüzbaĢım?" diye soruyor Little.
"Kimsenin gelmesine gerek yok, Edward. Adamlar yemeğini bitirdikten sonra buza
sekiz takım daha gönder. Dört saat boyunca onları son bir kez daha arayalım."
"Ama komutanım, sizce o buza tek baĢınıza..," diye baĢlıyor Little ama sözünü
tamamlamıyor.
Crozier Little'in ne söyleyeceğini biliyor. Terör ve Erebus^un arasında bir buçuk
kilometre bile yok ama burası ıssız, tehlikeli bir yer ve bazen gidiĢ geliĢler saatler alıyor.
Bir fırtına çıksa ya da rüzgâr karları uçurmaya baĢlasa insan kaybolabilir ya da rüzgâra
karĢı daha fazla ilerleyemeyebilir. Crozier, kendi adamlarına bir gemiden diğerine tek
baĢlarına gitmeyi yasaklamıĢtı. Eğer bir haber ulaĢtırma zorunluluğu varsa Crozier en
azından iki kiĢiyi beraber gönderiyor ve onlara hava kötüleĢir kötüleĢmez geri dönme emri
veriyor. Ġki gemi arasında yükselen ve gemidekilerin birbirlerini görmelerini engelleyen iki
yüz ayak yüksekliğindeki buzda-ğı dıĢında iki gemi arasındaki yol -hemen hemen her gün
küreklerle düzleĢtirilmeye çalıĢılsa da- gerçekten de sürekli hareket eden buz bacaları,
çıkıntılı basınç sırtları, karmakarıĢık buzul yükseltileri ile doluydu.
"Sorun değil, Edward," diyor Crozier. "Yanıma pusulamı alırım."
Bu Ģaka üç yıldır yapıldığı için biraz eskidiği halde, Teğmen Little gülümsüyor.
Ellerindeki aletlerle yaptıkları ölçümlere göre gemileri Kuzey Kutbu'na çok yakın bir yerde
buza saplanmıĢtı. Bu noktada herhangi bir pusula hiçbir iĢe yaramazdı.
Teğmen Irving yaklaĢır. Genç adamın yanakları soğuklara karĢı sürülen
merhemlerden parlıyor; soğuk ısırması deride beyaz lekeler bırakmıĢ, derinin soyu lmasına
neden olmuĢtu. "YüzbaĢım," diyor Irving aceleyle, "Bayan Sessizlik'i buzda gördünüz mü?"
Crozier kepini ve atkısını çıkarmıĢ, eliyle terden ve sisten ıslanmıĢ saçında kalan
buzları siliyor. "Yani revirin arkasındaki küçük delikte değil mi?"
"Değil, komutanım."
"Orta güvertede baĢka yerlere baktın mı?" Crozier adamların çoğu nöbetteyken ve
buzda arama yaparken bu Eskimo kadının girmemesi gereken yerlere girmesinden
korkuyordu.