Test Drive | Page 57

Crozier bunu baĢıyla onayladı. Sor John elini yuvarlak ve iyi tıraĢ edilmiĢ yanaklarına götürdü. Terör'ün mühendisi James Thompson bir anlık sessizlikten yararlanarak lafa girdi: "Sör John, baylar, madem ki gemilerde kalan kömür stoku meselesi açıldı, kelimenin tam anlamıyla geri dönüĢü olmayan bir noktaya çok ama çok yaklaĢtığımızı belirtmek isterim. Sadece geçen hafta, gezici buzlar arasından yolumuzu açmaya çalıĢırken kömür stokumuzun dörtte birinden fazlasını harcadık. ġimdi ise elimizde yola çıkarken sahip olduğumuz kömürün yarısı var... Normal Ģartlarda seyredersek, bu bizi iki haftadan az bir süre için götürür. Ama daha önce yaptığımız gibi buzları zorlayarak ilerlemeye kalkarsak birkaç gün bile idare edemeyiz. Eğer bir kıĢ daha bir yerde donup kalırsak sadece gemileri ısıtmak için bile elimizdeki stokun önemli bir kısmını kullanmak zorunda kalacağız." "Ama istersek kıyılara adam gönderip ağaç kesebiliriz," dedi Crozier'ın solunda oturan Teğmen Edward Little. Sör John dıĢında orada bulunan herkes içten kahkahalarla güldü. Bu gergin konuĢmayı biraz yumuĢatan bir espriydi. Sör John muhtemelen Ģimdi güneylerinde kalan kıyı bölgelerine, kuzeye doğru yaptığı ilk seferleri hatırlıyordu. Tundralar güney kıyılarından dokuz yüz kilometre uzaktaydı ve bu mesafeyi katedilmezse tek bir ağaç ya da fundalık görmek olanaksızdı. "Buharla daha uzun süre ilerlememizi sağlamamızın bir yolu var," dedi Crozier. GülüĢmelerden sonraki yatıĢma sonrasında, bunları daha yumuĢak bir sesle söylemiĢti. Herkes Terör gemisinin kaptanına doğru döndü. "Bütün mürettebat ve malzemeyi Erebus'tan Teröre yükler ve tam gaz ilerleriz," diye devam etti Crozier. "Ġster güneybatıdaki buzların üzerine, ister Kral William toprakları ya da Adası'nın doğu kıyılarını keĢfetmeye." "Çok doğru," dedi buz uzmanı Blanky. ġimdi herkes sessizliğe bürünmüĢtü. "Bak bu gerçekten de mantıklı." Sör John sadece gözlerini kırpabildi bir an. KonuĢmayı baĢardığında, anlatılanlara inanmaz birinin sesi çıkıyordu. Sanki Crozier bir Ģaka yapmıĢtı da Sör John anlayamamıĢtı. "Ana gemiyi terk etmek mi?" diyebildi sonunda. "Erebus'u terk mi edeceğiz?" Etrafına bakındı; yanındaki subayların odasına Ģöyle bir bakmalarının bile bu konunun hemen kapanmasını sağlayacağını sanıyordu -raf ve kitaplarla dolu duvarlar, masadaki Çin porselenleri, kristal porselenler, yukarıya yerleĢtirilmiĢ, geç-yaz ıĢığının odasına girmesini sağlayan üç tane Preston Marka aydınlatma cihazı... "Erebııs'u terk mi edeceğiz Francis?" diye tekrar sordu. Bu defa sesi daha güçlü çıkmıĢtı ama ne olduğu belli olmayan bir Ģakanın sona ermesini isteyen birinin ses tonuyla. Crozier baĢıyla onayladı. "Ana Ģaft bükülmüĢ durumda, komutanım. Kendi mühendisiniz Bay Gregory, bize bunun tamir edilemeyeceğini, bir tersane dıĢında hiçbir yerde yerine yenisinin takılamayacağını söyledi. Hele gezici buzda bunu hiç yapamayız. ġaft tamir olmaz, tersine daha çok bozulur. Ġki gemimiz varken, gezici buzla savaĢmak için gerekli kömürü ancak birkaç gün ya da en fazla bir hafta kullanabileceğiz. Eğer