küçük balığın yanında morina ve Grönland balinası gibi büyük balıklara da rastlıyorlardı.
Tayfalar balina avlamak için botlara biniyorlar, balık avlıyorlar ve bazen sırf zevk için küçük
balinalara ateĢ ediyorlardı.
Her av takımı akĢam yemeğinde yenmek üzere vurdukları kuĢlarla geri geliyordu.
KuĢun dıĢında fok balığı da avlanıyordu. KıĢın deliklerine giren bu hayvanları vurmak
neredeyse olanaksızken yazın açık buzda çok kolay hedef oluyorlardı. Aslında tayfalar çok
yağlı ve tatsız buldukları fok balığı etini pek sevmiyorlar ama kıĢtan kalma bir açlıkla bu
hayvanların yağlarını içiyorlardı. Teleskoplarla yerlerini tespit ettikleri, uzun sivri diĢleriyle
istiridye avlayan deniz aygırlarını da vuruyorlardı. Bazı av partileri de beyaz kutup tilkisinin
derisi ve etiyle geri dönüyorlardı. Avcılar ağır ağır yürüyen kutup ayılarını bu hayvanlar
üzerlerine saldırmadıkça vurmayı pek tercih etmiyorlardı. Hele bu kadar çok baĢka av
hayvanı varken kimse bu ayıların etini yemiyordu.
Franklin'e verilen emirler arasında bir alternatif emir vardı: Eğer 'Kuzey-Batı
Geçidi'ne güneyden ulaĢmasına buzlar engel olursa, kuzeye dönüp, Wellington Geçiti'ni
izleyip Açık Kutup Denizi'ne -özetle, Kuzey Kutbu'na- gidebilirdi. Ama Franklin hayatı
boyunca her zaman yapmaya alıĢık olduğu Ģeyi yaptı: Kendisine ilk verilen emir neyse onu
uygulamak. Bu, kutupta geçirdiği ikinci yazdı ve onun liderliğinde gemileri Erebus ve Terör
güneyden, Devon Adası'ndan ilerleyip Walker Burnunu geçmiĢ, isimsiz buzlu takımadalara
gelmiĢti.
Bir önceki kıĢ, 'Kuzey-Batı Geçidi'ni aramaktansa Kuzey Kutbu'na gitmekle
yetinecek gibi görünüyordu. Kaptan Sör John Franklin o zamana kadar katettiği hızla gurur
duyabilirdi. Geçen yıl, 1845'te kısa sayılabilecek yaz yolculuğunda -Ġngiltere'den geç yola
çıkmıĢlar ve Grönland'a planladıklarından daha geç varmıĢlardı- Baffin Körfezi'ni rekor
sayılabilecek bir zamanda katetmiĢ, Devon Adasının güneyindeki Lancaster Boğazını
geçmiĢ, oradan Barrow Boğazı'na ulaĢmıĢlardı; ağustos ayının sonlarına doğru Walker
Burnunun güneyinden ilerlerken buz daha öteye gitmelerini engelledi. Ama buz uzmanları
kuzeyde ilerlenebilecek sular keĢfetti. Bu yolu izleyen gemiler Devon Adası'nın kuzey
kesimlerinden geçerek Wellington Kanalı'na ulaĢtılar. Bu noktadan sonra
Franklin kendisine önerilen alternatif rotayı izlemeye karar verdi; açık Kutup
Denizi'ne ve Kuzey Kutbuna buzların olmadığı bir yoldan gidebileceğini düĢünüyordu.
Ama efsanevi Kuzey Denizi'ne ulaĢabilmek için buzlar arasında herhangi bir açıklık
bulamadı. Franklin'in seferindekilerin düĢündüğü kadarıyla Kutup Kıtasının bilinmeyen bir
kısmı olan Grinell Yarımadası önlerini kesmiĢ, kuzey ve batıdan ve daha sonra sadece
batıdan ilerleyerek o yarımadanın batı ucuna gelinc W