Adamın elleri, bilekleri ve boynu kararıp buruĢmuĢtu; ama Crozier'ın gördükten
sonra ortamın karanlık olmasına Ģükrettiği yeri ise adamın yüzüydü.
Ölü adamın gözleri kahverengi mermere benziyordu. Saçları ve sakalları adam
öldükten sonra da aylar boyunca uzamaya devam etmiĢ gibiydi. Dudakları kuruyup
gerilerek diĢleri ve damaklarını ortaya çıkarmıĢtı.
DiĢlerinin hali sinir bozucuydu. Ġskorbüt yüzünden dökülmemiĢti ve ön diĢleri olduğu
gibi dunıyordu; ama sararmıĢ ve sanki uzamıĢlardı. Bir tavĢanın ya da sıçanın diĢleri gibi
uzamaya devam edecek ve sonunda içe doğru kıvrılıp adamın boğazını kese-ceklermiĢ
izlenimini veriyordu.
Crozier eski odasına sızan akĢam ıĢığı altında ölü adamın diĢlerini inceliyordu. Bu,
son birkaç yıl içinde gördüğü en imkânsız olaydı ve bunun son olmamasından korkuyordu.
Sessizlik'e iĢaretle Hadi gidelim, dedi. Burada her Ģey onları dinliyor gibiydi, bu
yüzden düĢünce göndermek istemedi.
Kapalı olan ana bölmeye girebilmesi için balta kullanmak zo-rundaydı. Buraları
kimin mühürleyip kapattığını düĢünmektense baltayı fırlattı, yukarı tırmanıp Sessizlik'in
merdivene çıkmasına yardım etti.
Kuzgun uyanmak üzereydi ki Sessizlik onu sallayıp tekrar uyuttu ve çocuk yeniden
hafifçe horlamaya baĢladı.
Crozier, Burada bekle, dedi ve yine aĢağı indi.
Önce ağır teodoliti ile birkaç aletini alıp hızla güneĢ okuması yapmaya baĢladı ve
kitabın üstüne kapanıp bir Ģeyler yazdı. Sonra teodoliti ve kitapları aĢağıya bıraktı; çünkü
bu gemiyi son kez tamir etme düĢüncesi belki de faydasız iĢlerle dolu bir hayatta alınabilecek en faydasız kararlardan biriydi. Ama bunu yapması gerektiğini de biliyordu.
Tıpkı Ģimdi yapacağı Ģeyi yapması gerektiği gibi.
Alt güvertedeki karanlık Cephane Odası'na girip barut fıçılarını açtı ve alt güverteyle
en alt güverteye inen merdivenlere barut dökmeye baĢladı. Ġkinci fıçıyı orta güverteye ve
özellikle de kendi odasının açık kapısı önüne ve üçüncü fıçıyı ise Sessizlik ve çocukların
beklediği üst güverteye döktü. Asiajuk ve diğerleri geminin sol tarafına yaklaĢmıĢ, otuz
metre öteden onları izliyorlardı.
Crozier açık havada kalmak istiyordu; ama alt güverteye tekrar inmesi gerektiğini
hatırladı.
Gemide kalan son fener yağı fıçısını da bütün güvertelere boĢaltıp kendi odasını
iyice ıslatmayı ihmal etmedi. Yüzlerce kitabın bulunduğu Büyük Kamara kapısının önünde
durakladı.
Sevgili Tanrım, önümüzdeki karanlık kıĢlar için onlardan birkaçını almamın
sakıncası var mı?
Ama Ģimdi onlar içlerinde ölü gemi inua'sı taĢıyorlardı. Ağlamaklı bir halde onları da
fener yağıyla ıslattı.