En üst güverteye de gaz döktükten sonra bidonu buzun üstüne fırlatıp attı.
Parmaklarıyla Sessizlik'e AĢağıya son bir gezi, sözü verdi. Çocuklarla beraber buza
in sevgilim.
Kibritler üç yıl önce bıraktığı yerde, masasının çekmecesin-deydi.
Bir saniyeliğine yatağının gıcırdadığını ve içinde yatan adamın kımıldadığını duyar
gibi oldu. Adamın kurumuĢ kollarını açıp uzun, sarı tırnaklı ellerini yavaĢça havaya
kaldırdığını duyabiliyordu. Crozier arkasını dönmedi. Kaçmadı. Dönüp bakmadı. Kibritleri
alıp odasından yavaĢça çıkarak barutla kaplanmıĢ ve balina yağıyla ıslatılmıĢ güverteye
çıktı.
Ġlk kibriti atabilmek için ana merdivene inmesi gerekiyordu. Burada hava çok
kötüydü ve kibrit yanmamakta direniyordu. Derken barut alev aldı ve Crozier yağla ıslattığı
bir feneri tutuĢturup gemiyi baĢtan kıça ateĢe verdi.
Sadece alt güvertenin yanması bile yeterliydi, geminin kaburgası kutup çölündeki
altı yıldan sonra kuruya kuruya kava dönmüĢtü. Orta ve üst güvertedeki barutu da
ateĢlemeyi bekliyordu.
Daha sonra geminin batı tarafından buza atladı ve bir türlü iyi-leĢemediğini
sızlayarak anlatan sol bacağına küfürler yağdırdı. AĢağıya inerken ip merdiveni kullanması
gerekirdi, Sessizlik bu düĢünceyi ona iletmeye çalıĢmıĢtı.
Bir süre sonra yaĢlı ve topal bir adam olacağından emindi. Buzda bekleyen
diğerlerinin yanına gitti.
Gemi, yarısı suya batmadan önce bir saat boyunca yandı.
Ġnanılmaz bir yangın felaketiydi. Adeta kutup dairesindeki Guy Fawkes günüydü.
Yangını izlerken aslında baruta ve yağa ihtiyaç olmadığının farkına varmıĢtı; çünkü
geminin kaburgası, yelkeni ve tahta kaplaması o kadar kuruydu ki, on yıllar önce
tasarlanan bir kundakçı bombasıyla bile bütün gemi havaya uçabilirdi.
Buradaki buz birkaç hafta ya da ay içinde eridiğinde Terör batabilirdi de. Yan
tarafında baltayla açılan o delik de geminin ölümcül yarası olurdu.
Gemiyi yakmasının sebebi bu değildi. Sorulmazdı ama eğer sorulsaydı, onu neden
yaktığını açıklayamazdı. Crozier, Ġngiliz 'kurtarıcıların' terkedilmiĢ gemiye dikkat
kesilmesini, burada dinledikleri hikâyeleri itici Ġngiliz halkını korkutmak için anlatmalarını ve
Bay Dickens ile Bay Tennyson'ı bu öyküleri kullanmaya teĢvik etmelerini istemiyordu.
Kurtarıcıların buradan Ġngiltere'ye taĢıyacakları tek Ģeyin dinledikleri hikâyeler
olmayacağını da biliyordu. Bu gemiyi sahiplenmek ölümcül bir belaya bulaĢmakla eĢdeğerdi. Böyle olduğunu ruhunun gözleriyle görmüĢ ve sixam ie-ua hisleriyle sezmiĢti.
Alev alan direkler yıkıldığında gerçek insanlar sevinç çığlıkları attı.
ġimdi yüz metre geride durmaları gerekirdi. Terör'ün gövdesinde açılan ölümcül
deliği de alevler sarmıĢtı, direkler ve arma yandıktan kısa bir süre sonra gemi fokurdayarak
derinlere doğru yol aldı.