Test Drive | Page 41

"Armitage," diyor Crozier beyaz sakalı daha Ģimdiden karla kaplanmıĢ olan silah deposu sorumlusuna. "ÇavuĢ Hodgston'a fenerini ver ve onun yanından ayrılma. Gibson, sen burada kal ve Teğmen Little takımıyla beraber buraya geldiğinde onlara nereye gittiğimizi söyle. Hareket eden bir Ģeyler görürlerse bunun biz olmadığımıza emin olana kadar Tanrı aĢkına ateĢ etmesinler." "Emredersiniz." Crozier Hodgson'a dönüyor. "George, Armitage'la beraber pruva yönüne doğru yirmi metre kadar ilerleyin. Sonra biz güneye doğru ilerleyeceğiz, bizi paralel biçimde takip edin. Fenerinizi bizim de görebileceğimiz gibi tutun." "Emredersiniz YüzbaĢım." "Tom," diyor Crozier yanında kalan tek kiĢi olan genç Evans'a. "Benimle gel. Silahını hazırda tut ama parmağın tetikte durmasın." "Emredersiniz." Genç adamın diĢleri birbirine vuruyor. Crozier, Hodgson'ın yirmi metre kadar sağlarına geçmesini bekliyor. Fenerleri bu karlı rüzgârda güçlükle fark ediliyor. Hodgston ve Armitage yerlerini alınca Crozier Evansla beraber buz bacaları, yükseltileri ve basınç sırtları ile dolu alana doğru düzenli aralıklarla sıralanan kan izlerini takip ederek ilerlemeye baĢlıyorlar. Birkaç dakikalık bir gecikmenin bile zaten güçlükle fark edilen kan izlerini yok edeceğini biliyor. YüzbaĢı paltosunun cebinden tabancasını çıkarmıyor bile. YaklaĢık yüz metre yürüdükten sonra, Terör'ün güvertesinde-ki adamların fenerlerinden gelen ıĢığının görünmez olduğu yerde, bir basınç sırtına ulaĢıyorlar. Crozier ve Sör John Franklin'in liderliğindeki bu sefere katılanlar bu basınç sırtlarının sanki büyü yapılmıĢçasına büyük bir gürleme ve yırtılma sesiyle nasıl ortaya çıktıklarına ve koĢan bir adamdan daha büyük bir hızla donmuĢ denizin yüzeyine doğru nasıl yayıldıklarına Ģahit olmuĢlardı. Crozier basınç sırtının yanına geliyor, fenerini kaldırabildiği kadar yukarı kaldırıyor. Artık Hodgston'un batı yönündeki feneri görülmüyor. Terör'ün etrafı da kolayca seçilmiyor. Her taraf buz bacaları, basınç sırtları ve sivri tepeli buz kuleleri ile dolu ve bunlar görüĢü engelliyor. Terör ve Erebus'un arasında her iki gemideki tayfalarının birbirlerini görmesini engelleyen bir buzdağı var. Ayrıca, Ģu anda, ay ıĢığı altında yarım düzine kadar buzdağını görebiliyorlar. Ama bu gece bunlar görünmüyor. Sadece üç katlı bina yüksekliğinde bir basınç sırtı var. "Orada!" diye bağırıyor Crozier rüzgârın altında. Evans tüfeği hazır halde yaklaĢıyor. Beyaz buz duvarında siyah bir kan izi var. Yaratık neredeyse dikey bir yol izleyerek William Strong'u bu küçük basınç sınma taĢımıĢ. Crozier feneri sağ elinde tutarak ve boĢta kalan eli ve donmuĢ parmakları, buz tutmuĢ botlarıyla basınç sırtı üzerindeki çatlakları arayarak yukarı tırmanıyor. Jopson'un tabanlarına uzun çiviler çaktığı, böylece bu tür yüzeylerde daha kolay ilerlemesini sağlayan botlarını giyecek zamanı olmamıĢtı ve Ģimdi bu sıradan botları buz üzerinde kayıyor. Ama yaklaĢık altı metre daha tırmandıktan sonra, basınç sırtının girintili çıkıntılı tepesine