balığı gösterip bir çocuğa konuĢma öğretir gibi yavaĢça "Eqalnk," dedi. Fok eti ve balina
yağına "Nat-suk," rengi daha koyu olan donmuĢ bir ete ise "Oo ming-mite," dedi.
Irving baĢını salladı. Ağzı sulandığı için utanmıĢtı. Seçme Ģansı var mıydı,
bilmiyordu; ama utana sıkıla fok etini iĢaret etti.
Bay Tikerqat yine "Ee!" dedi. Kısa parkasının altından keskin bir bıçak çıkarıp Irving
ve kendisi için birer parça et kopardı. Ġlk parçayı Teğmen'e vermiĢti.
O sırada yaĢlı kadın inlemeye benzer bir ses çıkardı. "Kaak-tungaf" diye bağırdı.
Kimse ilgilenmeyince yineledi, "Kaaktnn-ga!"
Tikerqat, Irving'e dönüp "Orssunguvocf." dedi ve bir parça et de kadın için koparıp
köpeğe atar gibi önüne fırlattı.
Ağzında diĢi olmayan yaĢlı kadın güldü ve et parçasını yakalayıp emmeye baĢladı.
Bir anda eline bıçağını alan herkes kızağın etrafında yemek için toplanmıĢtı. Bay Tikerqat
yaĢlı kadını gösterip "Aipalingiagpoq," diyerek güldü. Saç bantlı Eskimo hariç herkes
Ģamataya katıldı.
Irving de yapılan Ģakayı anlamadığı halde güldü. Saç bantlı Eskimo Irving'e bakıp
"Qavac... suingne!Kangunartuliorpod-" dedi.
Adam her ne dediyse, iyi bir Ģey olmadığı kesindi. Bay Tiker-qat ve diğerleri
yemeklerini bölmeden sadece kafa salladılar.
Burada herkes, genç kadın bile, tıpkı Bayan Sessizlik'in kendi evinde yaptığı gibi
bıçakla kestiği eti bıçaktan çıkarmadan ağzına atıyordu. Irving'in bıçağı keskin
olmadığından bu iĢi yapmakta zorlanıyordu. Ama artık bu Ģekilde yemek yerken burnunu
kesmemeyi öğrenmiĢti. Yemek yerken geğirtiler ve yellenmeler dıĢında kimse ses
çıkarmıyordu. Adamlar boyunlarına astıkları keseden, Irving de donmasın diye göğsünde
tuttuğu ĢiĢeden birkaç yudum su içiyordu.
Inuk Tikerqat aniden "Kee-nah-oo-veet?" dedi. Göğsüne vurup "Tikerqat," dedi ve
eldivenini çıkarıp iki parmağını gösterdi.
Teğmen de kendi adını söyledi, "Irving."
"Eh-vunq" diye tekrarladı Eskimo. Irving gülümsedi ve yeni arkadaĢına "Inuk
Tikerqat, ee?" dedi.
Eskimo kafasını salladı, uAh-ka." Diğer Eskimoları da etrafına toplayıp, "Inuk," dedi
ve sakat elini havada sallayarak tekrarladı, "Tikerqat."
Irving, "Inuk"un buradaki on Eskimo'yu tanımlayan bir kelime olduğunu düĢündü.
Belki gruplarının ya da kabilelerinin adıydı. "Tikerqat" ise bu yeni arkadaĢının adıydı ve
muhtemelen 'Ġki Parmak' gibi bir anlama geliyordu.
Yemeye devam ederken "Tikerqat," diye tekrarladı. Etin çok yağlı ve bayat
olmasının hiçbir önemi yoktu. Sanki Irving'in vücudu bu yağa bile hasretti. "Tikerqat."